Gittikçe mutsuzlaşan nesil.
Gittikçe mutsuzlaşan nesil.
Hepimizin duyduğu, sürekli maruz kaldığı bir iç çekme cümlesi vardır; Ah nerede o eski günler!
Peki insanımız neden bu kadar geçmişe karşı bir özlem besliyor? Neden günümüzde gençlerimizin çoğu mutsuz? Neden bu kadar boşluktayız? Bu sorulara kendi çapımızda cevap vermeye çalışalım.
Geçilen yılların ve günümüzün savaşı denince benim aklıma hemen bu görsel gelir.Eğer sosyal medyada vakit geçiren biriyseniz mutlaka bu tarz görsellerle karşılaşmışsınızdır.Hayat eskiden gerçekten güzel miydi? Gerçekten biz eskiden çok mutluyduk ama yıllar bizi daha da mutsuz bireyler mi yaptı? Bu soruların cevabı elbet kişiden kişiye değişir fakat ben bu yazıda kendi şahsi görüşümü paylaşıcam ve bu mutsuzluğun sebeplerinden olan eğitimi irdeliyeceğim.Her ne kadar yaşam standartlarımız artmış,daha iyi sağlık imkanlarına kavuşmuş,nerdeyse her türlü giyim,kozmatik ürünlerine rahatlıkla ulaşabilir hale gelmiş olsak da sanki bir şeyler o kadar da iyi gitmemiş gibi.
Bence mutsuzuz.Gençlerimiz mutsuzuz.Çünkü üniversite tahsilini tamamlamış, yaklaşık 17 yıldır eğitim görmüş bir öğrenci üniversitelerden bomboş ayrılıyor,ideallerinin bir çoğunu gerçekleştiremiyor ve büyük bir boşluğa düşüyor. Peki neden böyle oluyor ?
İlkokul çağından itibaren hiçbir ilgi ve becerisi araştırılmayan çocuk ortaokula kadar sadece okulun bahçesinde top oynuyor,ezberci eğitimin dayattığı 1 yıl sonra unutacağı(sonraki sene tekrar dinleyeceği) bilgileri ezberliyor.Spor faaliyetlerine yönlendirilmiyor,sesi güzel mi, resim yapabilir mi, sayısal zekası ne durumda, sözel zekası ne durumda bakılmadan liseye kadar geliyor.Tabi bu sırada 5 yıl boyunca bomboş bir ingilizce eğitimi aldığını da es geçmeyelim.Bu çocuk liseye geliyor eğer arkadaşlarından biraz daha sıyrılabilirse üst kademe fen, anadolu liselerine gidiyor.Eğer ailesi tarafından takip edilmeyen ilgilenilmeyen kafası aslında çok daha farklı alanlarda belki ileri seviye çalışan çocuklar günümüzde liselerin çöplüğü olarak görülen endüstri meslek liselerine veya benzeri okullara gidiyor.Eskiden doktorların, mühendislerin çıktığı meslek liselerinde gençlerimiz siliniyor, kayboluyor, hayalleri küçülüyor, hayatta belki çok büyük farklar yaratabilecek çocuklar topluma kazandırılamıyor yok olup gidiyor.
Peki öncelikle meslek liselerinde tahsil gören gençlerden ve meslek liselerinin bu hale geldiğini konuşalım.
Eskiden insanları meslek sahibi eden, ve aynı zamanda ülkenin kaliteli üniversitelerine öğrenci gönderen liselerimiz halkımızın bakış açısı değiştikçe kalitesini yitirdi.Eskiden meslek sahibi olmayı bir altın bilezik olarak gören, çocuğunu yaz aylarında çırakların yanına vererek onlara hayatı öğretmeye çalışan meslek kazandırmaya çalışan ailelerimiz gittikçe çocuklarına daha çok değer vermeye, eti senin kemiği benim mantığının tamamen tersine giderek benim çocuğum öğretmenden, idareciden, meslek erbabı ustadan daha değerli diye düşünerek okullarda ki disiplinin bitmesine sebebiyet verdi.Eğitim sistemimiz de bunun önüne geçemedi.Hal böyle olunca meslek liselerimiz adeta birer çöplüğe döndü öğrencilerimiz tembelleşti, laçkalaştı.Liselerden bomboş, sözde meslek sahibi olarak mezun oldu.Doğru dürüst bir üniversite tahsili göremediği için hayalleri idealleri yok oldu gitti.Asgari ücrete talim eden mutsuz, hayalsiz bireyler haline dönüştü.
Madalyonun öteki yüzüne bakarsak peki üst kademe olarak bahsettiğimiz fen, anadolu liselerine giden gençlerimiz ne yaptı? Onların da kaderi meslek liselerinden çok farklı olmadı.Eti senin kemiği benim mantığının tam tersi düşünen velilerimizin öğrenciyi en üst planda tutmasıyla okullarda ki disiplin düştü, çocukların öğretmeni umursamaması, derse olan dikkatini düşürdü ve dolaylı olarak ders başarılarını düşürdü.Aynı zamanda 4 yıllık lise eğitiminin sonunda gireceği sınav yüzünden kendini hırpalayan, günlerini test kitaplarının arasında geçen, adeta yarış atına dönen gençlerimiz hiç üniversiteyi kazanınca ne yapacağını düşünecek vakti bulamadı. 4 yıllık lise hayatı bittiğinde üniversite hayatına başlayan gençlerimiz bir anda boşluğa düştü. 12 yıllık eğitimden sonra kendilerini belli bir seviyeye gelmiş olarak gören öğrencilerimiz hiç de öyle olmadığını gördü.Bir yabancı dil bile sistematik olarak öğretilmemiş, günümüzde çok önemli olan yazılım dilleri hakkında en ufak bir bilgi verilmemiş, bilgisayara ya da başka bir elektronik sadece tüketici olarak bakan, ben bunu nasıl üretirim diye bakamayan bir öğrenci olarak buldu kendini.
Eğer üniversitede kendini eğitmek için ekstra mücadele etmeyen, okulun eğitim sistemine güvenip kendini üniversitenin kollarına bırakan bir öğrenciyse 4 yıllık üniversite hayatı boyunca da hayatına hiçbir şey katamadı.Belki mesleğini eline aldı parasını kazanmaya başladı ama hiçbir zaman hayalleri ve ideallerini gerçekleştiremedi, üniversite hayatı boyunca sınavlarla boğuştu, yine ezberci sistemin dayattığı bilgileri ezberleyip ezberleyip unuttu.
Sonuç olarak ne oldu? Eğer çok istisna değilse, çalışmasına rağmen eğitim sisteminin içinde yok olup gitti mesleğini eline aldı ama hiçbir zaman hayallerini gerçekleştiremedi, kendini geliştiremedi mutsuz oldu.Çalışmayan bahsettiğim meslek lisesi, teknik lise tarzı yerlerden mezun olan gençlerimiz zaten hayal ve hedef kavramlarını dahi kaybetti.Elinde ki diplomaya asgari ücretlerle çalışmaya başladı, hayattan ümidini kesti ve mutsuz oldu.
Congratulations @huvelbaki! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
You published your First Post
You made your First Vote
You made your First Comment
You got a First Vote
Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP