Umut
Umut
“Niye bana bunu yaptı?Neden?”deyip yere yıkıldım.Deliler gibi ağlamaya başladım.Bunu hak edecek bir şey yapmamıştım ben.Sadece sevmiştim onu.Kalbime yer açıp hayatımı birleştirecektim onunla sadece.O ne yaptı?Hazır olmadığını söyleyip beni düşünmeden çekip gitti.Ne olacaktı şimdi?Ben insanların suratına nasıl bakacaktım?Hayatıma nasıl devam edecektim?
Bitti demek bu kadar kolaysa unutmak da bu kadar kolay mı olacak şimdi?Gözlerimi açıp kapadığımda 1 yılda yaşanan tüm anılar aklımdan uçup gidecek mi?Cevabı hayırsa neden o zaman en zor durumu ben yaşıyorum?Ben terk etmedim ki…Benim yaptığım tek hata onu sevmem ama yine de unutmak kadar zor durumu neden çekmek zorundayım?
Biliyorum o acı çekmez.O, çabuk unutur,kolay yoluna devam eder.Ama ben öyle biri değilim ki.Kolay kolay unutamam yaşananları,o yüzden yolumu da devam edemem.Geçmişe takılı kalır dururum. Ne yapacağım o zaman?Bu yükü nasıl hafifleteceğim kalbimden?
“Şebnem…Ablam kendine gel.Bana bak.Bir şeyler söyle hemen.”
Uzaklardan ablamın şefkat dolu sesi geliyor ama ona cevap veremeyecek kadar kendimden geçmiş durumdayım.Kaç saattir yere çökmüş ağlıyorum bilmiyorum ama artık gözyaşlarım akmıyor.Benim gibi o da bitti,tükendi.Nefes alamaz durumuna geldi.
“Meleğim korkutuyorsun beni.Neden düğünü iptal ettiniz?”
Yavaş yavaş başımı ablamın tarafına döndürdüm.
“Abla… ben burada yaşayamam.Ailemin yüzüne bakamam.”dedim bitkin sesle.Yavaş yavaş ablamın yanına gidip başımı göğsüne yasladım.Sicim sicim akan gözyaşlarımı aldırmadan sımsıkı sarıldım ona.
“Gitti abla.Evliliğe hazır olmadığını söyledi ve terk etti beni.Seni seviyorum ama yine de evlenemeyeceğini söyleyip gitti.Şimdi ne yapacağım abla?Onsuz nasıl yaşayacağım?”
Göz ucuyla ablama baktığında o da benim gibi şaşkındı.Bir şey söylemek için ağzını açıyor ama bir şey diyemeden kapatıyordu.Başımı okşamaktan başka bir şey yapmıyor bir de sımsıkı sarılıyordu bana.
“Burada durmak istemiyorum abla.Uzaklara gidip orada yaşamak istiyorum.Burası…Burasısanki beni boğmaya başladı.Nefes alamıyorum.”
“Acın taze canım daha ama geçecek.Onu unutup yoluna devam edeceksin.”
“Yapmam.Onu unutamam.Ona o kadar bağlanmışken unutmam hiçte kolay olamayacak.Bu şehirde onunla o kadar çok anı yaşamışken burada onu unutamam.Gitmem gerek.Evet gitmem gerek.Onsuz bir şehirde olmalıyım.”
Küçük bir bavul,bir miktar para alarak hemen ertesi gün o şehirden uzaklaştım.Nereye gideceğimi o dakika karar vermemiştim.İlk uçağa atlayıp gitmeyi düşünüyordum.Ama sonra aklıma Çeşme’deki tatil köyleri geldi aklıma. Oraya gitmeliydim.Orada kendime gelebilirdim.Unutamasam da bana orası iyi geleceğine eminim.
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra tatil köylerinden birini ayarlayabilmiştim sonunda.Bu zamanlarda buranın kalabalık olacağını düşünmüştüm ama tahminimden de az kişi vardı.Galiba yaz sezonu daha açılmamış buralarda.Olsun.Benim için bu çok iyi oldu Sessiz bir biçimde kafamı dinleyebilirim,düşünmek istediklerimi düşünebilirdim.
“Hanımefendi.Hanımefendi bir bakabilir misiniz?”dediğini duydum birinin.Bana seslenmiyorlardı diye düşünüp yoluma devam ediyordum ama aynı sözleri bir daha duyunca arkama dönüp sesin geldiği yere baktım.
“Sonunda beni duyabildiniz hanım efendi.”dedi koşa gelen bir adam.Elinde bir çanta karşımda duruyordu.
“Bu çantayı az önce siz düşürdünüz.Deminden beri size sesleniyorum ama siz bir türlü duymadınız sesimi.”
Bir çantaya bakıyorum bir de ona.Ne ara düşürdüm ben bunu.Hiç fark etmedim.
“Şey…Çok teşekkürler.Çok incesiniz.Fark etmemiştim.”
Gülümsedi ve çantayı bana verdi.
“Demir.”dedi.Anlamadım ne demirinden bahsediyor bu adam?
“Anlamadım.”
“Adım Demir ya sizin?”
“Sizene.Çantamı bulup getirdiniz diye size adımı söyleyeceğimi mi sandınız?Siz kendisinizi ne sanıyorsunuz?”
“Ben… sadece yardım etmek istemiştim.Yardım ettiğim kişinin de adına merak ettim.O kadar.”
“Bazen merak insanın başına bela sarar.Bu kadar meraklı olmayın bence.”dedim.Sonra bavulumu da aldığım gibi kalacağım yere doğru gidiyordum ama adam yine önüme çıktı.
“Ne istiyorsun benden?”dedim soğuk sesle.
“Dedim ya adınızı merak ettim sadece.Kötü bir niyetim yoktu.”
“Şebnem.Adım Şebnem.Öğrendiğinize göre artık önümden çekilir misiniz?”
Kafasını sallayıp önümden çekildi.Bende hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.Ukala herif ne olacak.
*************************************
Açık büfenin oraya doğru yürüdüğümde onu gördüm.Demir’i.Masada tek başına oturmuş yemeğini yiyordu. Gülümsedim.Meraklı olan adam nasıl arkadaş edinemedi tuhaf doğrusu.Neyse benim sorunum değil ya o düşünsün.Benim sorunum bana yeter.
Açık büfeden istediklerimi alıp masa aramayı başladım ama hepsi doluydu.Oturabileceğim bir tek masa yoktu.Ancak tek bir yer vardı o da Demir’in yanıydı.Bu doğru olur mu bilmiyorum ama çok acıkmıştım.Kahvaltı yapmadığım için akşama kadar çok acıkmıştım ve bu yemeği yemeliydim.
“Şey merhaba.”dedim cılız sesle.Demir başını bana doğru kaldırıp yüzüme baktı.Beni gördüğü anda ise gülümsemesi arttı.
“Seni hangi rüzgar arttı yanıma?Merak ettim doğrusu.”
“Şey…”dedim sustum.Ne diyeceğimi bilemedim.
“Oturacak yer kalmamıştı.Rica etsem yanınıza oturabilir miyim?”dedim sıkkın sesle.Etrafına bakındı ilk.Sonra gözleri tekrar bana döndü ve eliyle karşıdaki sandalyeyi gösterdi.Gülümseyerek karşısındaki sandalyeye oturup yemek yemeğe başladım.Çok acıktığımdan hızlı hızlı yiyordum yemeği birde yemekler lezzetli olduğundan kendimi durduramıyordum.
“Yavaş ye boğulacaksın.”
“Sen kendi işine baksana.Bana bakacağına önündeki yemeğe ye.”dedim yemek yemeği bırakmadan.
“Sen kaç gündür yemek yemiyorsun?Kıtlıktan çıkmış gibisin.”
“Sana ne.Ben sana soru soruyor muyum?”
“İyi iyi.Sustum.”dedi gülerek ama bir şey demek istediği belliydi.Yüzünden okunuyordu bu.
“Yine ne var?”dedim çatalımı tabağımın üzerine bırakırken.
“Bu gece arkadaşlarım kumsalda gitar çalacak.Gelmek ister misin diye soracaktım.”
Sorusuna şaşırdım doğrusu.Daha tanımadığı birine insan nasıl hemen teklifte bulunur anlamıyorum ve ben ne cevap vereceğim hiç bilmiyorum.
Umarım beğenmişsinizdir.Düşüncelerinizi Merak ediyorum.