The Turkish Director Semih Kaplanoglu's Trilogy - The Egg & TheMilk & The honey - Part 2
The Turkish Director Semih Kaplanoglu is the one of the most succesful director in Turkish cinema. His films won a lot of prizes in the international film festivals. The Yusuf trilogy is the most famous films of his. There is a three film that telling the story of Yusuf. Yusuf means Joseph in the English (The prophet one) They are amazing films and as a filmmaker, I took them as examples for my future films. That's why this trilogy so important for me. Also it's important for the all Turkish cinema. Because we don't have ''succesful'' films that has mysticism movement like Tarkovsky's films. This is part 2 which means I will review second movie of the trilogy called ''Süt'' - ''The Milk''
Serinin bir önceki postunda ilk film olan Yumurta filminin incelemesini yapmıştım. Bu sefer serinin ikinci filmi olan ve metaforlarla izleyici daha fazla yormak isteyen Semih Kaplanoğlu'nun ''Süt'' filmini inceleyeceğim. İlk filmde Yusuf karakterinin yetişkinlik yıllarını izlemiştik. İstanbul'da bir sahafken ölüm haberiyle köyüne geri dönmüştü. Burada bireyin toprağına geri dönüş hikayesine tanık olmuştuk. Bu filmde ise Yusuf karakterinin ergenlik dönemine şahit oluyoruz. Biliriz ki bir bireyin en karmaşık duygular içinde olduğu dönem ergenlik dönemidir. Bu dönemi en iyi şekilde atlatmak bireyin ileride karşılaşcağı sorunları aza indirger. Peki Yusuf nasıl bir ergenlik dönemi ile karşı karşıyadır ?
Yusuf'un ergenliği zor geçmektedir. Çünkü babası yoktur ve annesi ile yalnız yaşamaktadır. Maddi zorluklardan Yusuf süt satmak zorunda ve evin erkeği olmak zorundadır. Bu durum onu iyice sıkar ve annesi ile sorunlar yaşamasına sebebiyet verir. Annesi ise başka bir adamla evlenme düşüncesine girer. Çünkü maddi olarak rahatlamak istiyordur. Bu Yusuf'un daha büyük sorunlar yaşamasına sebep olur. Tüm bunlar olurken Yusuf bir yandan şiir yazar. Şiirlerini yayın evlerine gönderir ve onlardan cevap bekler. İlk filmde Yusuf karakterini zaten bir sahafta görüyoruz. Aslında istediği hayatı bir nevi kıyısından yakaladığını düşünebiliriz. Zaten filmin ilerleyen zamanlarda Yusuf'un şiirlerine bir yayın evinden cevap gelecektir. Şiirini bir dergide yayınlayacaklardır. Bu filmde Yusuf'un tek zaferidir. Onu bu zafer tutkusuna iten şiir yazma istediğinden başka sebepler de vardır. Burada ise hikayede yerleştirilen metaforik unsurlar devreye girer. Yönetmen Yusuf'un iç dünyasını ve toplum sorunlarını birlikte harmanlar.
Bu yukarıdaki fotoğraf filmin aslında ilk sahnesidir. Burada yönetmen filmi metaforik bir anlatımla başlatır. Kadının ağzından süt ile yılan çıkartılır. Burada daha filmin bir arınmayı anlatacağını anlıyoruz. Süt arınma olarak görülür. İslam dininde de sık sık yeri vardır. Yusuf'un arınması toplumun oluşturduğu en büyük sorunlardan arınmasıdır: Kapitalizm. Yusuf ara ara madende çalışan bir abisine şiirlerini götürür ve okutur. Yusuf onun hayatını dikkatle izler. Madenci olan o genç adam bütün gün kömürlükte çalışır ve hayatta başka hiç bir amacı yoktur. Yusuf'un aslında tüm hırsları ve tutukları o hayata dahil olmamak için ortaya koyduğu uğraşlardır. Hiç bir insan kapitalizmin tamamen yuttuğu robotsal bir hayata sıcak bakmaz. Yusuf bunun örneğini bizzat canlı olarak karşısında görmekte ve o hayattan kopmaya çalışmaktadır. Zaten en nihayetinde Yusuf'un ilk filminde onun şehir hayatına geçiş yaptığını görüyoruz. Yani aslında onu köyünden uzaklaştıran dahil olmak istemediği o hayatı ve annesiyle yaşadığı sorunlardır. Yusuf zorlu bir ergenlik dönemi geçirmiştir. Fakat bunların hepsinin kaynağı çocukluk yaşlarında yaşadığı baba-oğul travmalarıdır. Bu olayları da filmin son halkası Bal filminde göreceğiz.
Güzel konu ellerine sağlık hocam :) takiptesin hocam sende takip edersen çok sevinirim yardimlasiriz :)
You got a 12.50% upvote from @yourwhale courtesy of @kad!