İnsanın Tek Başına Yaşaması Yalnız Olduğu Anlamına Gelmez

in #life7 years ago

image source


Hello everybody. This article about the pressure by society on lone people and loneliness. Sometimes, everyone can want to be alone. This is a requirement. Human has a soul. We should respect to our soul.We should feed our souls. We can't always feed our souls in the crowd. People need loneliness. Society applies pressure to people who are alone. As if, being alone is a bad thing. When you refuse an invitation, people says "why don't you come? What are you gonna do on your own?" That's the name of the press. Society pressure.


"Yalnız yaşamayı bilinçli olarak seçenler, hiçbir zaman gerçek anlamda yalnız kalmazlar. Onlar genellikle ne istediğini bilen, yaşamı tanıyan güçlü kişilerdir. Çevreleri vardır, dostları çoktur, sevenler arasında yaşarlar. İstedikleri zaman başkalarıyla birlikte, istedikleri zaman tek başınadırlar. Onların yaşamlarına müdahale eden, onun adına kararlar alan, yaşamlarını kısıtlayan kimseler yoktur yalnızca."

İnsanların tek başına yaşaması yalnız oldukları anlamına gelmez azizim. Bu yirmi birinci yüzyılın en büyük yanlış anlamalarından biridir. Bir insan en çok, kendine ayırabileceği vaktin kendi isteği olmaksızın tanıdıkları veya arkadaşları tarafından istila edilmesini sevmediğinden yalnız kalmayı seçer bence. Bu durum oldukça rahatsızlık verici bir durumdur. Zaten günümüz modern yaşamında insan günde en fazla 3-4 saat gerçek anlamda yaşayabiliyorken, insanın bu vaktin tamamını da bir başkasının istila etmesini istememesinden daha doğal ne olabilir ki.


image source


Kendi iradesini kullanmadan her davete evet diyen ve kendi yaşamını hiçe sayarcasına değerli zamanının tamamını başkalarına harcayan ve bu sebepten kendine vakit ayıramayan insan pek tabii cahil insandır. Ya da rahatsız insandır diyebiliriz. Bence bu psikolojik bir rahatsızlık olabilir. Araştırsak kesin bir ismi vardır. İnsanın başka insanlarla vakit geçirmek istemesi doğal bir durumdur azizim. Ama bu istek belirli bir çizgiyi aştığı zaman, yani bu çizgi insanın kendi sosyal faaliyetlerini yapamayacak seviyeye gelmesi, bu artık bir istekten çok bir rahatsızlık durumudur.

Bir de medya sektörü her konuda olduğu gibi bu konuda da bizi manipule ettiğinden bu rahatsızlık artıyor olabilir. Hatırlarsınız Yes Man diye bir film vardı Jim Carrey' in oynadığı. Bu filmde bu eleman ilk başta kendi halinde takılan, yalnız yaşayan, her akşam tek başına film izleyen, başka insanlarla hiç bir sosyal faaliyette bulunmayan ve tüm davetleri reddeden bir insandır. Sonra katıldığı bir konferanstan çıkınca kendisine yöneltilen her daveti ya da her isteği evet diyerek kabul eden birisi olur ve böylece mutluluğa erişmiş olur hayatının aşkını bulur falan filan. Tabi bu elemanın filmdeki ilk hali de pek normal bir profil olmasa da burada önemli olan her davete evet demenin insanı mutlu edeceği yanılsamasıdır. İnsan ne kadar çok başkalarıyla vakit geçirirse o kadar mutludur anlayışını empoze etmeye çalışmasıdır. Medyanın yaptığı bu manipulasyonun temelinde yatan birçok sebep bulunabilir. Teknolojik gelişmeler ve sosyal medya kullanımının artması, insanların birbirine fazla özenmesi, toplumların ekonomik ve kültürel yapısı falan filan... Demem o ki insanın kendine vakit ayırmasına izin vermiyor sistem. Hemen baskı dayatıyor size. Bu baskı bazen en yakın arkadaşınızdan bazen sevgilinizden bazen ailenizden birinden gelir.


image source


Yanında birisi olmadan tek başına dolaşamayan bir arkadaşım vardı. Dışarı tek başına çıkmaya çekinir, herhangi bir yerde tek başına gözükmeye çekinir, okul bahçesinde, dışarıda, sahilde hatta ve hatta mağazaya ya da markete giderken bile tek başına gitmeye çekinir. Bence içten içe tek başına gözükmenin aşağılayıcı bir durum olduğunu kendisinin de diğer insanlar gibi her an bir kalabalık içinde olması gerektiği düşünüyor. Diğer insanların da her an bir kalabalık içinde olduğunu zannediyor. Belki diğer insanlar da bu arkadaşım kadar olmasa da bu hissi içinde yaşıyordur. Belki siz de hastalık derecesinde olmasa da yaşıyorsunuzdur. İşte bu medyanın ve teknolojik gelişmelerin bize dayattığı bir psikolojik durumdur. Bunun farkında olmak size çok şey kazandırabilir.


image source


Başkalarının bizim adımıza kararlar almasına, bizim kendimize ayırabileceğimiz sınırlı vaktimizi bilinçsizce çalmasına izin vermemeliyiz. Kurt Cobain' in bir sözü var, "Olmadığım biri gibi davranıp sevilmektense, kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim." Eğer biz kendimize ayıracağımız vakti, istemeyerek başkalarıyla geçirmek zorunda kalıyorsak ve bu durumda başkalarının sevgisini kazandığımızı düşünüyorsak kendimize saygısızlık etmiş oluruz ve olmadığımız biri gibi davranmış oluruz. Eğer sırf bu yüzden başkalarının sevgisini kazanacaksak bence hiç kazanmamak çok daha anlamlı ve şık bir davranış olur.

Bu arada yazının başında yazdığım söz feminist bir yazar olan Duygu Asena' nın sözüdür. Gayet güzel bir şekilde özetlemiş zaten konuyu. Ve yukarıda bahsettiğim bu baskının giderek artacağını düşünüyorum ve bu durum bir yerde patlayacak. Nerede ve ne zaman olacak bakalım, hep beraber göreceğiz. Umarım insanların psikolojisi bozulmadan ve insan ilişkilerine zarar gelmeden açıklığa kavuşur. Kendinize iyi bakın azizim ve kendinize vakit ayırın.




Sort:  

Guzel post olmuş

tesekkür ederim

toplumsal olguların ; yozlaşmış kültür ile hareket etmesi sonuçunda insan ne yapmalı terimlerin arkasına mı saklanmalı yoksa yola mı bakmalı

insan kendi yolunu çizmeli bence sevdiği seyleri kesfetmeli

yazmak ve konuşmak kolaydır mühüm olan toplumsal olarak yönlendirilmek kendi yolundan dönmek

çok güzel bir yazı olmuş. Zevkle okudum görsellerde çok etkileyici.Emeğinize sağlık.

ne demek tesekkür ederim

Çok akıcı ve güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık.

tesekkür ederim azizim eyvallah

''Bence içten içe tek başına gözükmenin aşağılayıcı bir durum olduğunu kendisinin de diğer insanlar gibi her an bir kalabalık içinde olması gerektiği düşünüyor.'' gerçekten tebrik ederim çok doğru bir tespit.Sosyal yaşamda çoğu hareket psikolojik bir hastalık zaten.

teşekkür ederim. kalabalık içinde bazı psikolojik rahatsızlıklar farkedilmiyor evet. belki de bu yüzden bazı insanlar bir şeyleri gizleyebilmek için farkında olmadan kalabalık içinde olmayı tercih ediyor. biraz derin bir konu bu aslında. dediğinize bir nebze katılıyorum.

İnsan, başkalarına göre değil de, kendi isteğine göre yaşamalı. Size katılıyorum.

tesekkür ederim yorumunuz için

Harika yazı, yalnızlık insanın tercih ettiği bir şeydir. Ayrıca boş insanlarla bir arada olmaktansa yalnız kalmak her zaman daha iyi olabilir.

pek tabii daha iyidir azizim. bunun farkında olmak bile insanın iç huzurunda akla sığmaz ölçüde bir rahatlık ve sükunet oluşturur ki bu yüzyılda gün içinde herhangi bir şeye sinirlenmeden mutlu ve huzurlu bir gün geçirmek çok zor biliyorsunuz.

What does it only fill people with? A good subject is lacking in details.
yalnız insan içini ne ile dolduruyor? iyi bir konu ayrıntılar eksik.

tesekkür ederim yorumunuz için.