Nedim öyle güzel anlattı ki...
Bu şehri Stanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedâdır.
(Bu İstanbul şehri öylesine eşsiz bir değerdedir ki baha biçilmez, bir taşına bütün bir Acem mülkü feda olsun.)
Bir gevher-i yek-pâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır.
(İki deniz arasında tek bir elmas parçası gibidir, cihanı aydınlatan güneşle tartılmaya -aynı kefeye konmaya- lâyıktır.)
İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.