Sanat Kokan Geceler - Part 7
Herkese iyi geceler arkadaşlar. Biliyorsunuz bu sanat kokan geceler serisinde şiirlerimi paylaşıyorum sizinle. Bu serinin bütün postlarını özellikle gece yazıyorum. Sanatı, şiiri ve edebiyatı buram buram hissedebilmek ve size de bunu yansıtabilmek için. Ve şuan aklımdan geçen ne varsa paylaşıyorum bu serideki tüm postlarda olduğu gibi. Hiç bir plan ve programım yok. Gecelerin planı yoktur azizim.
İnsanların sonsuzu düşünemedikleri bir evrende senle ben ikimiz bir sonsuz oluşturuyorduk. Bu yüzden insanlar bu sonsuzu anlayamıyordu. Seni beni anlayabiliyor ama bizi anlamıyorlardı. Zaten neyi anlarlardı ki? Bir güvercin yuvası kadar özenle oluşturmuştuk anılarımızı. Her biri dokuz yaşında bir çocuğun hayalleri kadar değerliydi. Öylesine keşfedilmemiş ve öylesine değerli.
Senin saçların iki kişiydi. Evdeki saçların ve sokaktaki saçların. Hatta bazen dört beş de olmuyor değildi. En çok yeni taranmış olan saçlarını beğenirdim. İpek gibiydi. Ben tararken hele. O taraktan çıkan anlamsız ses bile içimi gıdıklıyor beni diyardan diyara dolaştırıyordu. Hani köy yerinde bilge bir tip olur da insanlar ona inanmazlar ya sanki sokaktaki saçlar da senin saçlarına öyle inanmıyordu. Öyle kıskanıyorlardı.
O yumuşacık narin ellerinin avucumun içinde kayboluşu yaz günü esen hafif rüzgar gibiydi. Rahatlatırdı. Sanki ilk defa gittiğim misafirlikte yatıya kalmışım da sabah bilmediğim bir yatakta ve bilmediğim bir yorganın altında uyanmışım gibi bir mutluluk verirdi.
Bizim senle anlaşmamız kelimelerle değildi. Gözlerle de değildi. Biz seninle sıradan insanların anlaşamayacağı şekilde anlaşıyorduk. Birbirimizden uzakken de anlaşıyorduk. Sen uyurken ben seninle anlaşıyordum mesela ben yemek yaparken sen benimle anlaşıyordun. Öyle hep anlaşıyorduk biz. Kavga ederken de anlaşıyorduk ayrılırken de.
İnsanın içini acıtan kemiren bir şey oluyor ayrıldıktan sonra. Tamamen kendin olamıyorsun sevdiğinin yanında. İçini kemiren de bu oluyor. İstesen de olamıyorsun ama insan o derin sonsuzlukta nasıl kendi olabilir ki? Kimsenin giremediği o sonsuzlukta aşk boyut değiştiriyor. Sonsuzluğu düşünemeyeceğini düşünebilen birer akla sahibiz. Aşkı düşünemeyeceğimi düşünmüyor ama hiç kimse. Aşk da bir sonsuzluk olduğuna göre, nasıl düşünülebilir aşk?
Yıldızları izlerken nasıl düşünebilir insan, seninle film izlerken filmi nasıl düşünebilirim ben, otobüste giderken nerede ineceğimizi nasıl düşünebilirim? Nasıl düşünebilmemi beklersin bunların hepsini. Ben aklımla sonsuzluk ve dünya arasında gidip gelirken sen sonsuzluktan bana seslenip dünyaya gitmemi istiyorsun. Sıradan insan aklıyla aşık insanın aklı aynı mı çalışır?
Aşkın metafiziğini açıklamaya çalışan Schopenhauer gerçekten açıklayabilmiş midir onu? Dilin yetmediği zamanlarda insan neyle anlatabilir derdini? Var mı iki insanın arasında dolanıklık kurmaya yarayan atomlar yoksa sadece kuantum fiziğinde mi oluyor bütün bunlar? İnsan dediğimiz şey de atomlardan oluşmamış mıydı? İki insan birbiriyle iletişim kurmadan anlaşamaz mıydı? Bilim kurgu filmleri sadece kurgu muydu?
Başını göğsüme yasladığında sen, bende ne bilim kalır ne sanat ne de akıl. Anlamsız hareketle bütünü olurum. Atomlarım hücrelerimin dışına taşar, fiziğimle kimyam altüst olur, biyolojim dağılır matematiğim eksilir, edebiyatım kalır bir tek. O da yalnız başınayken iş yapar. Her insan yalnızken kendine karşı daha samimidir. Yalnızlık insanın kendiyle olmasıdır aslında bir başınalık değildir. Ama gerçek yalnızlık sensiz olmaktır, kendimle olmak değil.
Sizlere bugün yazdığım şiirimi paylaşmak istiyorum. Kendinize iyi bakın azizim.
Yağmur altındaydı tüm kelimeler
Karanlık ve ateşi bekleyen
Ateş aydınlıktır bilirsin
Aydınlanmak için yanmak gerekir bazen
Bir kere yandıysan
Zordur sönebilmek
Karanlığa gömülemezsin
Dil duyguları anlatmak için değil adaşım
Hayatta kalmak içindir
Aşkı edebiyata dökemezsin
Her ırkın kendi dili var
Ama aşk her yer de aynı
Aşkın dili ateşle başlar yağmurla biter
Yanmak ve sönmektir aşk...
Image source: https://www.pexels.com/photo/adult-alone-backlit-black-and-white-268833/
Fon müziği olarak Mazhar Alanson Yandım ile okumanız tavsiyemdir.☺️ Eline yüreğine sağlık üstad.
teşekkür ederim azizim eyvallah. Sie liegt in meinen Armen da iyi gider arkada 😀
Kalemine sağlık, güzel post olmuş.
Sanatı genelde bir şey ateşler deler ya buna istinaden bir kalp ağrısı olabilir mi azizim. :D
olabilir vala 😊kahretsin insan anlatmak istiyor ama anlatamıyor albayım.
Bir nevi Aşkın tarifini yapmışsın. Çokta güzel yapmışsın.
Şiire ise söyleyecek lafım yok. (Beautiful)
Yanmak ve sönmektir aşk.
eyvalah azizim teşekkür ederim.