Amsterdam Hipster Kahveciler
Amsterdam'a gitmişken espressonun en harikasını, lattenin en köpüklüsünü içmeden dönmek olmaz dedik. Bu konuyu derinlemesine araştırdık. Hem karakteri, hem lezzetli kahveleri olan güzel kahvecilerde mola verelim dedik. Amsterdam bu konuda cennet. Yüksek tavanlı köşe başı dükkanlar, güzel dekorlar ve harika müzikleri çoğu kafede bulabilirsiniz. Ama şimdi size önereceklerimiz çok güzel, çok özel.
Listeye en sevdiğim kahveciden başlamak istedim.
1- Lot Sixty One Coffee Roasters
İstanbul'a döneceğimiz sabah erkenden kalkıp bisikletimize binip buraya geldik. Geldiğimizden beri güneşli olan hava yağmurlu ve pusluydu. Köşe başında bir dükkan. Çalışanları çok güleryüzlü ve mutlu. Ortamdaki olumlu hava sizi de etkiliyor. Şu fotoğrafı çektiğimi görüp arkadan poz vermeyi de ihmal etmediler :)
Ortam çok güzel müzikler ise şaa-haa-nee. Sabah 08:00'de orada olmamıza rağmen AC/DC şarkıları ile güne süper başlamamızı sağladılar. Bu satırları yazarken de aynı şarkıları dinleme sebebim olur kendileri.
Kahveleri kendileri kavuruyorlar. O yüzden mekanda yoğun ama baymayan, güzel bir kahve kokusu hakim.
Kendi kavurdukları kahveler demişken kendileri espresso konusunda Amsterdam'ın bir numarası. Siz aksini belirtmediğiniz sürece espresso bazlı kahveleri double-shot servis ediliyor. O yüzden biraz sert gelebilir. Yanında da fırından yeni çıkmış kruvasanları denemelisiniz. İlk defa bir kahve-kruvasan kahvaltısı beni bu kadar mutlu edebildi.
Konum ve ayrıntılı bilgi için -> Foursquare Lot Sixty One
2- Back To Black
Kabul edelim soğuk havalar bize göre değil. Soğukta bisiklet binme konusu içimizdeki özgürlük duygularını ayaklandırmış, bizi pek mutlu etmiş olsa da ara ara sıcak bir şeyler içip ısınalım isteği duymadık değil. Böyle zamanların birinde güzel bir kahvaltıdan sonra buraya geldik.
Burası da tam köşede olduğu için iki tarafı da güneş alıyor. Kiralamayacağız kahve içeceğiz biliyorum ama cam kenarlarına koydukları masalar insanı ders çalışmaya teşvik edecek cinsten. Biz gittiğimizde de ders çalışan çok insan vardı.
Back to black Amsterdam'ın en rahat ve sevimli kahvecisi olarak geçiyor. Biz de gidince söylenenlere hak verdik. Üstelik burada çalışanlar da mutlu ve oldukça pozitif. İçeri giren güneş ışığının etkisinden mi çalışanlardan mı bilinmez mutsuz girip mutlu çıkmanız garanti.
Biz latte içip güzel güzel sohbet ettik.
Konum ve ayrıntılı bilgi için -> Foursquare Back To Black
3- Trakteren
Gitmeden önce kafama koymuştum. Yeşil rengiyle hayrete düşüren antioksidan deposu olması sebebiyle tercih edilen Matcha Latte denemeye. Matcha latteyi her kahveci yapmadığından buraya geldik.
Bir Türk bir İngiliz bir Çinli fıkralarında olduğu gibi değişik bir ortam karşıladı girişte. Kovboy şapkalı bir amca ve bir küçük çocuk. Ortam konusunda süper, harika diyemeyeceğim Lot Sixty One ve Back To Black bu konuda daha iyiler. Müzikleri de pek hatırlamıyorum fakat latte art ve matcha latte konusunda çok başarılılar.
Buradaki baristanın marifetleri sayesinde ben de ayıcıklı bir kahve içebildim sonunda. Matcha latte nasıl derseniz Emre'nin yorumu çay mı kahve mi anlayamadım oldu :) Çok leziz olsa da içsek durumu oluşmadı bende de ama içerisinde yeşil çaydan kat kat fazla antioksidan varmış. Durum böyle olunca şifa niyetine içtik. Sizin de yolunuz düşerse denersiniz. Hem havuçlu keklerini de pek övüyorlar.
Konum ve ayrıntılı bilgi için -> Foursquare Trakteren
Hi! I am a robot. I just upvoted you! I found similar content that readers might be interested in:
http://www.yollardannotlar.com/2016/03/amsterdam-hipster-kahveciler.html
➜@bible.com