Tarihte Dövmenin Anlamı!!!! (Önyargılarınızdan kurtulun)

in #tr7 years ago

images (1).jpeg
Dövme kimi zaman bir harf ya da yazı, kimi zaman bir şekil ya da resim… Bazen süslenmek bazen bir şeyi vurgulamak için…Ama belki de insanoğlunun en eski kendini ifade etme sanatı…

Avusturya- İtalya sınırında dağlarda bulunan “Buz Adam”ın bedeninde dövme taşıdığı Profesör Spindler tarafından 1991’de açıklandı. Muhtemelen İsa’dan önce 10 bin ile 38 bin yılları arasında bir döneme denk düştüğü var sayılıyor. Kaynaklar ilk çağlarda kamış ve yaprak boyaları ile yapılan dövmelerden söz etmek­te, İ.0. 2000’lerden kalma Mısır mumyalarında dövmelere rastlanıldığını belirtmektedir. Bu dönemde insanlar dövmeyi bir statü sembolü olarak kullanmalarının yanı sıra, dövmenin onları kötü ruhlardan, hastalıklardan, büyülerden koruduğuna inanırlardı. Semboller ve motifler kişiyi ifade edecek mesajlar içerirdi. Geleneksel dövmelerde kullanılan bu motif ve sembollerin verdiği mesaj incelendiğinde, bunun bir tür yazı olduğu görülmüştür.

Hun kurganlarında çıkan cesetlerde son derece kıvrak çizgilerle ve dekoratif bir an­layışla yapılmış düşsel yaratıklar ve koç figürlerinden oluşan dövmeler görülmektedir. Dinsel-büyüsel kaynaklı bu dövmelerin is olduğu ihtimali bulunan bir boya­nın, deriye şırınga edilmesi ile oluştuğu düşünülmektedir. Pazırık kurganında bir başka­na ait cesette bulunan dövmelerde olduğu gibi, Hunlarda da asil ve kahraman kişilerin dövme resimleriyaptırabildiği, daha sonraları Kazak ve Kırgızlarda devam eden bu geleneğin yi­ne kahramanlık niteliği taşıyan bireylerce uygulandığı bilinmektedir.

Taştık mezarlarında ve daha sonra Altın Yış mezarlarının birinde bulunan cesetlerde vücudun bazı kısımlarının av sahnelerini tasvir eden dövmelerle süslü bulunduğu görülmektedir.

Antik Trak kavmi dövmeyi asalet nişanesi sayarken, eski Yunanlılar için ahlaksızlık damgası gibiydi. Eski Roma’da suçluları ve köleleri tanımaya yarayan dövmelere 19. yüzyıl İngiltere’sinde de rastlanılmaktadır. Cezyirli gemiciler aracılığı ile Osmanlı denizcileri arasında yaygınlaşan dövme 17. yüzyıldan itibaren Yeniçerilerce bağlı bulundukları “orta”yı (bölük) simgelemek amacı ile yaptırılmaya başlanmış, Yeniçeri ocağı kapatılıncaya kadar sürmüştür.

Bu açıdan bakıldığında; dövme geçmiş kültürlerden, insanlardan, inanış ve yaşayışlardan bir ipucu olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla hiyerografik, etnografik ve antropolojik olarak ele alınması gereken bir konudur.

Semboller de tıpkı mitolojiler gibi evrensel ölçekte aynı özellikleri gösterirler. Gerçek ile hayal arasındaki bağlantıyı oluşturur semboller. Etnik topluluklar, diller, inançlar, yaşam biçimleri farklı olsa da kullanılan sembollerin dili ortaktır.

Dünyanın tüm bölgelerinde dövmenin aşağı yukarı benzer nedenlerle yapıldığını, benzer geometrik şekillerin kullanıldığını görmek mümkündür. Sadece yapılış tekniği, dövme yapımında kullanılan malzemelerin farklı oluşu ve dövmenin vücutta uygulandığı yer bakımından birbirlerinden farklılık gösterdikleri görülür.

Mitolojik mantık gereği, görünür görünmez her olgunun bir benzeri, bir eşi vardır… Bu yüzden masal, efsane ve mitolojiler mitolojik şifrelerle doludur… Soyut düşünceye erken ulaşmış Mezopotamya uygarlık merkezindeki motifler çoğunlukla simgeseldir… Göz deseni nazardan korunmayı, bolluk ve bereketi; yıldız mutluluğu; hayat ağacı figürü, yaşamı; kuş motifi yaşamı ve ruhu simgeler…

Dövmeler deki yılan, boğa, kuş, kartal, inek, geyik, ceren, birbirine sarılı çift yılan, daire halka halhal, nokta, üçgen, sekizgen, kare, ikiye bölünmüş dörtgen, içinde yuvarlak noktaları olan geometrik şekillerin hemen tümü şu veya bu şekilde Ana Tanrıça’yı kutsamayı, dolayısıyla hayat kaynağı olan annenin doğurganlığını, döl bereketini, kadın rahmini, anne karnına düşen spermin yumurtayı döllemesini, ceninin gelişim evrelerini ve nihayetinde hayat ve ölümü imgeler. Çok rastlanan güneş ve ay motifleri de yine yaşam kaynağını, sonsuz yaşam isteğini simgelemektedirler…

Haç motifi Hıristiyanlığın bir simgesi diye bilinse de gerçekte bu motifin tarihi çok daha eskilere uzanıyor… Renkleriyle birlikte uğurlu yön bildirdiğine, kötü bakışların etkisini yok ettiğine inanılıyor. Ucu içe dönük okun deldiği daire ise döllenmenin bir göstergesi olarak doğurganlık ve bereketi simgeliyor

Sort:  

Çok beğendim yazınızı takibe aldım

Teşekkür ederim