Bir Bahar Günü Çengelköy'de (Fantastik Edebiyat Denemesi - Giriş Bölümü)

in #tr7 years ago (edited)

28 Mart 2018

Çengelköy

Barkan

Çengelköy’deki bir yokuştan yukarıya ağır adımlarla ilerliyordu. Üstünde, suratının da görünmesini zorlaştıran siyah şalı belinden aşağıya salınıyor, vücuduna bol gelen pelerini rüzgarla beraber dalgalanıyordu. Saat henüz sabahın 10’uydu. Çoğu evin içinin boş olduğu, mahallenin gün içinde en sakin olduğu zamandı bu. Gittiği evde de bu saatte kimsenin olmadığını biliyordu. Neredeyse bir aydır gözetliyordu çünkü içerde olup biteni. Anne ve üç çocuk. Hepsi dışardalardı. Çocukların hepsi, yaklaşık üç saat sonra, anneleri ise akşama doğru geri dönecekti. Bu üç saat onun için fazlasıyla yeterliydi. Tek yapması gereken kurabiye pişirmekti. Çok fazla provasını yapmıştı ve yetiştirebileceğinden şüphesi yoktu. İki katlı bir evdi yaklaştığı. Yokuş boyunca konumlanmış birbirine benzer evlerden en tepede olanıydı. İlgilendiği ailenin oturduğu ikinci kata çıkmak için bahçe kapısından içeri girip, dış merdivenleri kullanıp, giriş kapısının da bulunduğu daha küçük bir bahçeye çıkması gerekiyordu. Bahçe kapısının önüne gelince duraksadı. Çevresini kontrol etti. Birkaç kedinin sokakta başıboş dolaşması dışında herşey gözüne sakin gözüküyordu. Bahçe kapısını açtı ve arkasından sakince kapattı. Tüm dokunuşları mutlak bir sessizlik içindeydi. Evin iki kedisinden, büyük ve kara olanı onu görünce, bahçedeki aylaklığını bırakmış, onunla beraber giriş kapısına doğru çıkmaya başlamıştı. Siyah olana meydan okurcasına, tam zıttı beyaz renkteki kedi ise içerde keyif yaparak onları izlemekteydi. Kapının önüne geldiğinde, pelerinin arasından seçilen sarı gözlerini, siyah kedinin sarı gözleri ile buluşturdu. Kedi ağır adımlarla, kapıdaki minik boşluktan içeriye girdi. Bir müddet sonra ağzında evin anahtarı ile dönmüş, vücudunun büyüklüğünden beklenmeyecek bir zariflikte kucağına atlamıştı. Yavaşça ağzındaki anahtarı pelerinin cebine bıraktı. Sonunda içerideydi. Mutfağa doğru yöneldi, pelerininden gerekli tüm malzemeleri çıkardı ve işe koyuldu.
Kurabiyenin karışımını yoğururken, bir yandan da etrafını inceliyordu. Mutfak penceresinin tam karşısındaydı. Hala alışamamıştı herşeyin bu kadar farklı görünmesine. Gökyüzü ve ağaçların rengi farklıydı. Herşey daha soluktu, daha gri. Evlerin içindekiler hariç tabii. Musluk, dolaplar, yer döşemesi, kaloriferler ve buzdolabı, capcanlı ve parlaktılar, tabii yapabildikleri de inanılmazdı. Burda bulunabilmek, tüm bunları görebilmek çok hoşuna gitmişti. Bugün ise son günüydü. Haftalardır tüm dikkatini vererek gerçekleştirdiği görevin son ve en önemli aşamasındaydı. Herşey yolunda giderse bir saat sonra geri dönebilecekti. Hamuru inceledi, yeterince çırpmış olmalıydı. Siyah parmaklarını karışımın içine sokup çıkardı ve tadına baktı. Gayet güzeldi. Kurabiye şekline sokup, fırına yerleştirmesinin ardından evdeki en sevdiği odaya geçti. Minik bir masa, sandalye, kitaplar ve sayısız plağın bulunduğu bir odaydı bu. Plaklardan rastgele bir tanesini aldı ve pikapa yerleştirip dinlemeye başladı. Çocukların bunu kullanışını ilk işittiğindeki sesler hala kulaklarındaydı. Nefesi kesilmişti. Birisi vardı adeta içinde, etkileyici sözler söyleyen. Şimdi dinlediği ise en az önceden dinledikleri kadar büyüleyiciydi. Kapağında uzun gri saçlarıyla gülen biri vardı. Domates, biber ve patlıcandan bahsediyordu. Domates’i ilk kez burda görmüştü ve tadını çok sevmişti. Dolaba gidip, üç dört domates aldı, bir tanesini yemeye başladı diğerlerini ise pelerininin içine yerleştirdi. Özleyecekti burasını şüphesiz. Fırından sesin çıkmasıyla beraber, kurabiyeleri bir tabağa yerleştirdi ve masaya koydu. Önceden hazır olan kurabiyeleri ise pelerinine yerleştirdi. Şimdiye kadarki gözlemlerine göre, bu kurabiyeler, anne işten dönünceye dek çoktan bitmiş olacaktı. Kurabiyelerden bir tanesini aldı. Siyah kedi, pencerenin önüne oturmuş onu izliyordu. Birbirlerini çok sevmişlerdi. Bir parçasını ona attı. Kedi, yere düşen parçaya doğru hızlıca atıldı, bir lokmada yuttu ve bir anda gözden kayboldu. Geri kalan lokmayı kendi ağzına attı ve bu sefer de o kayboldu. Beyaz kedi ise kuyruğunu pat pat pencerenin kenarına vurarak dışarıyı seyretmeye devam ediyordu.

IMG-4816.JPG

Sort:  

Merhaba ben @osmania, @kusadasi ve @try-market küratörü olarak #tr ve #cointurk etiketlerindeki kaliteli yazıları inceliyorum. Sonrasında bu yazılar @kusadasi veya @try-market hesapları tarafından upvote ediliyor. @kusadasi ve @try-market #tr etiketinin daha yukarılara çıkması için çok büyük bir çaba içerisindedir. Tabii ki bu ilerleyişin kaliteli yazılarla olması yönünde çaba harcıyoruz.Paylaşımlarınıza 'cointurk' etiketini ekleyerek @kusadasi ve @try-market tarafından desteklenmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca, sürekli olarak @kusadasi tarafından düzenlenen projeler ve discord kanalımızda anlık yarışmalar mevcuttur.
Katılmak isterseniz discord kanalımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Teşekkürler destek ve bilgilendirmeniz için!!