Bir Zamanlar... Hollywood'da

in #tr5 years ago


Quentin Tarantino’nun “Bir Zamanlar… Hollywood’da”sı, o dünyaya çok çok uzak bizler için içine girmesi kolay bir film değil. Fakat asıl tuhaf olan, Ekşi Sözlük’te gördüğüm kadarıyla çoğu kişinin filmin bir hikâyesi olmadığını düşünmesi ve “ortalıkta dolanan sarışına” bir anlam verememesi.
Bu, nasıl desem… En kibarcası: gülünç!

Filmin tabii ki bir hikâyesi olması bir yana, üstelik de gerçek bir olaya dayanıyor. 1969 yılında Hollywood’da “Manson Ailesi cinayetleri” diye anılan bir olayda, Roman Polanski’nin karısı Sharon Tate ve evdeki diğer dört kişi öldürülüyor. Bir gece eve dalıyor, karnı burnunda Sharon Tate’i ve diğerlerini katlediyorlar.
Atıyorum, Filiz Akın’ın 1965 yılında, Türker İnanoğlu ile evliyken ve İlker İnanoğlu’na hamileyken, bir gece yarısı evine dalan birtakım tarikat üyeleri tarafından katledildiğini düşünün.
Sonra bunun filminin yapıldığını düşünün...

Yok, vazgeçtim, öyle düşünmeyin. Salak saçma bir film çıkardı ortaya. Sarışın bir kız bulur, adım adım onun hayatını allayıp pullayıp anlatırlardı… (Bak bizim birtakım Ekşiciler o filmi anlardı o zaman! Bu arada benim de anlamadığım bir dolu film oluyor. Bir filmi anlamadıysan anlamamışsındır; gayet olabilir bir şey. Fakat cahil cüretiyle klavye başına oturup atıp tutmak neyin kafası? Tarantino’ya saydırıyor adamlar bilmiş bilmiş. Tarantino dediğin adamın, bunları yazanların yaşı kadar güzel filmi var muhtemelen. Hadi cahilsin, anladık; ya Tarantino bu, belki benim anlamadığım bir şey vardır diye düşünecek kadar kafan da mı çalışmıyor? Ahaha. Pardon ya, yorumları az önce okudum da bi sinirlenmişim… Yoksa Ekşi benim cidden kutsal bilgi kaynağım - yani benim de öyle çok atıp tutacak bir donanımım yok.)

Neyse işte, “filmde dolanan o sarışın”, herhalde artık anladığınız üzere, Sharon Tate’i canlandırıyor. Kesin bilgi, yayalım. Öyle gizli saklı bir bilgi de değil, filmde zaten adı sanı veriliyor.

“Bir Zamanlar… Hollywood’da” tam bir Tarantino filmi. Sinematografisi, esprileri, twist’leri, her şeyiyle. Tarantino filmlerini ya seviyorsunuzdur ya sevmiyorsunuzdur. Seviyorsanız, bu film sizi hayal kırıklığına uğratmaz.
Öte yandan, Sharon Tate'in filme iyi entegre edilmediğini söyleyenler, Tarantino'dan bekleyeceğimiz üzere filmde niye hamile bir kadının vahşice öldürülmediğini falan sorgulayanlar var. Bunlar makul eleştiriler. Ama ben şahsen paralel akışı sevdim ve hamile kadın katli yokluğunu Tarantino'nun uslanmasından ziyade olgunlaşmasına yordum.

Brad Pitt, En İyi Erkek Oyuncu’yu almazsa, biliniz ki hakkı yenmiştir.
En İyi Yönetmen’i bence Martin Scorsese dışında tüm adaylar hak ediyor; Tarantino alsa da üzülmem, almasa da üzülmem.
En İyi Film çok zor; rakipleri fazla güçlü.
Ama hiç mi şansı yok – bence var!

Sort:  

Azimle yazıyorsun. Eski günlerdeki gibi :)

Ekşiye sinirlendiğin kısımda da epey eğlendim :)

Şimdi gördüm.
Bi fazla sinirlenmişim di mi?

Ahaha biraz evet :) bu konu özelinde değil ama genel olarak kızgın olduğum bazı yaklaşımlar var. Uzun zaman önce başlık başlık yazmayı düşündüm ama kimse bakmıyor buralara :)

Olsun, biz birbirimizin yazdıklarına bakarız:)