GÖLGENİN EFENDİSİ 2. BÖLÜM Yazı Dizisi
Johan ve Kety üniversitede tanıştıktan sonra, Kety"nin sempatik tavırları sevimliliğiyle çok mutlu olacağını düşündüğü bir evlilik yapmıştı. Evliliklerinde büyük bir aşkla, çok mutlu ve güzel bir hayat sürüyorlardı. Johan bir elektronik mühendisiydi ve mekatronik konusunda da çok iyiydi. Kety ise mimardı ve kendi ofisinde mimarlık yapıyordu. Fakat onun düşüncesi yüksek katlar inşa etmek yerine, daha çok orman evleri, ahşap evler ve havuzlarıyla mutluluk veren yuvalar kurmak üzerineydi. Yani büyük binaların insanların özgürlüğünü elinden alıp insanları içine hapsettiğini düşünürdü, oysa yaşam alanları ve mutluluk yuvaları olmalıydı.
Johan, Üç ve Beş yaşında iki çocuk babası olmanın keyfini her fırsatta çıkaran şanslı yüzlerce babadan sadece biriydi. Üç yaşında Bir kızı ve beş yaşında bir oğlu vardı. Sam ve Tiffany. Öğlen güneş tepeden gülümserken , Johan çocuklarıyla,evinin bahçesinde çiçekler içinde havuzu olan, büyük yeşil çamların altında köpekleriyle oynuyordu. Kety de vişneli kek ve çay yapmıştı. Çocuklarını kek yemek için çağırdığında, Sam ve Tiffany koşarak annesine doğru gittiler. Kety gülümsemeyle çocukları masaya oturtup birer dilim kek ve birer bardak süt verdi. Johan bugün tatil olmasının keyfini huzurlu bir şekilde yaşıyordu.
Johan çevresinde esprili, zeki ve güleç birisi olarak bilinirdi. Akrabaları onun sevimli sevecen, karıncayı bile incitemeyen bir kişi olarak görüyordu. Boş zamanlarında komşuları ve arkadaşlarıyla partiler düzenleyen eğlenceli birisi olmakla ünlenmişti. İki yavru köpekleri vardı birisi coker cinsi bir kız, diğeri ise dalmaçyalı cinsi bir erkek ikiside küçük ve sevimlilerdi. Kety ikisine de kendine ayrılmış mama kabına onların yiyebileceği mamalarını koymuştu.
Johan çalışma masasına döndüğünde bilgisayarına gelen bir mail gördü. Mailde şunlar yazıyordu:
GÖLGENİN EFENDİSİ:
Kayıp ruhların, efsanevi dönüşünü izlemelisin. Son kalenin de arkasından. salıncakta ki çocukların çığlıklarını düşün ya neşe, ya da keder! sur üflendiğinde anlamsızlaşacak her şey.
Johan mesajı okuduktan sonra çalışma odasının kapısını kilitledi ve dolaptan siyah bir bavul çıkarttı. Yıllarca çalışma odasında duvarda monteli duran kitaplığı sağ köşesinde duran küçük bir vida şeklinde ki tuşa basarak kitaplık 1 mt kadar yukarı kalktı. Kitaplığın altında bir kilit sistemini daha açtıktan sonra, kendisinden hariç kimsenin bilmediği aşşağıdaki sığına indi. Burası sanki küçük bir ordunun cephaneliği gibiydi. Her şey yerli yerinde muntazam bir şekilde duruyordu. tabanca, tüfekler, bomba, mühimmatlar, mermiler, keskin nişancı tüfeği hepsi ayrı ayrı pencereli raflarda idi. Johan kendisine ait olan malzemeleri bavuluna doldurduktan sonra yukarıya odasına çıkarttı.
NOT: Bana destek olmak için, BEĞENMEyi ve görüşlerinizi YORUMLAR kısmına bildirmeyi ütfen unutmayınız.
Şimdiden keyifle okumanızı diliyorum.