Bir Kavanoz Beyin Reçeli / A Jar of Brain Jam

in #tr6 years ago (edited)

beyin.gif

Hadi düşünelim sevgili meraklı dostlarım!

Varsayalım ki, şuan çılgın bir bilim adamının yürüttüğü bir bilim deneyinin konusuyuz. Bu çılgın bilim adamı beynimizi çıkarıyor ve içinde beyni besleyen şekilde dizayn edilmiş bir kavanozun içine yerleştiriyor. Beynin sinir uçlarını da bir süper bilgisayara bağlıyor. Öyle ki bu bilgisayar sayesinde her şeyin tamamen normal olduğunu sanıyoruz.

Her şey o kadar normal geliyor ki, yalnızca kavanozun içindeki beyin reçeli olduğumuzun farkında bile değiliz. Beynimiz çıkarılmadan önce nasıl hissediyor ve algılıyorsak, kavanozdayken de süper bilgisayarın bizi yanıltması ile varlığa sahip olmadığımızın bilincinde değiliz.

Evet, kulağa çok feci bir argüman gibi gelse de, ya bizler sadece bir kavanoz beyin reçeliysek? Değilsek bunu nasıl kanıtlayabiliriz?

Bahsettiğimiz kavanozdaki beyin örneğini ünlü düşünür Hilary Putnam’a ait olup Sebep, Gerçek ve Tarih’te adlı kitabında öne sürmüştür. Aslında felsefe tarihine baktığımızda bu örneği bir yerden gözümüz ısırır. Evet, karşımızda ünlü Fransız düşünür Rene Descartes! Ve şüphe yöntemi üzerine kurduğu kötü cin argümanının güncellenmiş halidir diyebiliriz.

rüya.jpg

Hepimizin ara sıra da olsa kafamızı kurcalayan klasik kuşkucu sorularını felsefe tarihine Descartes kazandırmıştır. Mesela, şuan uyanık olduğumuzdan nasıl emin olabiliriz? Eğer uyuyorsak ve rüya görüyorsak uyandığımızda gerçekliği nasıl ayırt edebiliriz? Ya her şey bir düş’ten ibaret ise…

Descartes, bu sorulardan hareketle bizi bilgimizin ötesine götürmek ve kuşku duyulamaz bir gerçekliğe erişmek için kötü cin argümanını geliştirmiştir. Buna göre bizi kandıran, asıl gerçekliğin bize göründüğünden çok daha farklı olarak yansıtan kötü niyetli bir cin veya şeytan bulunabileceğini düşünür. Öyle ki bu kötü cin bize beyazı, siyah gösteriyor olabilir. Aslında boşlukta süzüldüğüm halde bana evren varmış gibi halüsinasyon gördürüyor da olabilir. Kısaca son derece yüksek güce ve kurnazlığa sahip kötü niyetli bu üstün varlık bütün gücünü bizi yanıltmak için kullanıyor olabilir mi?

Buna göre duyu algılarımız bizi yanıltıyor olabilir. Neticede Sofistlerden Protagoras’ın dediği gibi “Rüzgar üşüyen için soğuktur, üşümeyen için ise sıcak.” Yine de Descartes ikinci argümanını bir umut ışığı gibi önümüze serivermişti.

Hepimizin de bildiği, duymayanın kalmadığı o ünlü argümandan –Cogito Ergo Sum- bahsediyoruz. Sevgili Descartes der ki; Eğer kuşku duyulmayacak bir şey arıyorsam, oda şuan yaptığım düşünme eylemidir. Çünkü şuan kuşku duyuyorum ve kuşku duymak bir düşünme biçimidir. Düşünme ise bilinçli yapılan bir eylemdir. Bilinçli olarak yaptığım bu eylem varoluşumun kanıtıdır. İşte bu akıl yürütme onu, ünlü “Düşünüyorum, o halde varım.” İfadesine ulaştırmıştır.

dekart.jpg

Bu sebeple sevgili meraklı dostlarım, evet bir kavanozdaki beyin de olabiliriz ve süper bilgisayar tarafından da yönetiliyor olabiliriz. Kötü bir cin tarafından duyu algılarımız da yanıltılıyor olabilir. Yaşadığımız hayatlar bir simülasyondan ibaret dahi olsa ya da sürekli bir rüyanın içinde hapis bile olsak; içimiz rahat olsun, bilinçliyiz, düşünüyoruz!

sembol.png

ENGLISH VERSION

Let’s think together my curious friends! Let us suppose that we subject of a science experiment conducted by a mad scientist. This crazy scientist takes our brains out and places it in a jar designed to nourish the brain. He connects the nerve ends of the brain to a supercomputer. So, we think that everything is completely normal because of this computer.

It all seems so normal that we are not even aware that we are only brain-jammed in the jar. We are not aware of how we feel and perceive before our brain is removed, we are not in possession with the supercomputer misleading us while we are in the jar.

Yes, it sounds like a terrible argument to the ear, but what if we only jammed a jar of brain?

The example of the brain in the jar we talked about belongs to the famous philosopher Hilary Putnam and he has put forward in his book Reason, Reality and History. In fact, when we look at the history of philosophy, this example bites our eyes somewhere. Yes, the famous French philosopher Rene Descartes! And we can say that it is the updated version of the * evil genie argument * on the method of doubt.

Descartes brings the classical skeptical questions which we all occasionally ponder our mind to the history of philosophy. For example, how can we be sure that we are awake? If we are sleeping and dreaming, how can we differentiate reality when we wake up? What if everything is a dream?

Descartes, from these questions, has developed the evil genre argument to lead us beyond our knowledge and to reach an unquestionable reality. He thinks that there can be a malevolent goblin or devil who fools us and reflects the actual reality much differently than it seems to us. So much so that this evil genie might be showing us white as black. Actually, I may be see a hallucination as if there is a universe although I am flying on space. In short, can this supernatural being with a very high degree of sublime and cunning use its whole power to mislead us?

According to this, our senses may mislead us. After all, as Sophist Protagoras said, "The wind is cold for who cold, warm for who not cold." Nevertheless, Descartes had pre-empted his second argument as a beam of hope.

We are talking about the famous argument - Cogito Ergo Sum - that we all know. Dear Descartes says, If I'm looking for something that will not be doubtful, that's the kind of thinking I do now. Because I have doubts and doupting is a way of thinking. Thinking is a conscious act. This conscious action is proof of my existence. This reasoning led him to the famous phrase " I think, therefore I am."

For this reason, my dear curious friends, yes, we could be a brain in a jar, and we could be governed by a supercomputer. Our sense perceptions may be misled by a bad genie. If the lives we are living in are only a simulation or if we are imprisoned in a constant dream, we are conscious, we are thinking!

123

Sort:  

Beyin reçeli veya buna benzeyen tonlarca felsefi düşünce mevcut. Felsefe olduğundan her zaman kesin bir yargıya varmak mümkün olmuyor. Hatta nerdeyse hiçbir zaman mümkün değil denebilir. Düşünmek soru sormak, sorgulamak daha fazla şeyi öğrenmek istemek bunlar güzel şeyler. Felsefe bize yararlıdır felsefe yapmayın değil felsefe yapın.

Evet, felsefe kesinlik arayışında olmasına rağmen amacı kesinliği bulmak değil 'aramak'. Çünkü felsefe durmaz koşar, bulduğuyla yetinmeyen aç gözlü tatlı bir yaratıktır. Felsefe yapmayın derken bile felsefe yapılır.

-Katkılarınız için çok teşekkürler.

Upvoted on behalf of the dropahead Curation Team!

Thanks for following the rules.

DISCLAIMER: dropahead Curation Team does not necessarily share opinions expressed in this article, but find author's effort and/or contribution deserves better reward and visibility.

Help us giving you bigger upvotes by:

Upvote this comment!
Upvote & Resteem the latest dropahead Curation Reports!
Join the dropahead Curation Trail
to maximize your curation rewards!
Vote dropahead Witness with SteemConnect
Proxy vote dropahead Witness
with SteemConnect
Donate STEEM POWER to @dropahead
12.5SP, 25SP, 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP
Do the above and we'll have more STEEM POWER to give YOU bigger rewards next time!

News from dropahead: How to give back to the dropahead Project in 15 seconds or less

Quality review by the dropahead Curation Team

According to our quality standards(1), your publication has reached an score of 82%.

Well said Gabriel García Marquez: "You learn to write by writing" Keep trying, you will soon achieve excellence!


(1) dropahead Witness' quality standards:

- Graphic relation to the text (Choice of images according to the text)
- Order and coherence
- Style and uniqueness (Personal touch, logic, complexity, what makes it interesting and easy to understand for the reader)
- Images source and their usage license

bu tarz komplo teorilerini severim:)
ama beyin reçeli diye bir şey olsaydı bile o kadar kişi varken beni es geçerlerdi eminim:)

O zaman afiyet olsun diyelim.
Her düşüncenin farklı bir reçel çeşidi elbet bulunurdu şüpheniz olmasın. :)

Allah hepimize düşünce ve irade gücü vermiş, bizi hayvanlardan ayıran em temel özellik budur.
Elinize sağlık güzel bir paylaşım olmuş 😃

Bi zahmet kullanalım diyorsunuz, evet çok haklısınız.
Çok teşekkürler :)

Peki ya bilinçli olduğumuza inanmak üzere programlanmış birer koddan ibaretsek? Ve düşündüğümüzü sandığımız şeyleri aslında biz düşünmüyorsak da bize yüklenip düşündürtülüyorsak irademiz dışında?

Her şey bir rüya , yalan da olsa, bizler birer programcıktan da ibaret olsak ve özgür irademiz yoksa bunları hiç bir zaman bilemeyeceğiz. O sebeple yalan da olsa ne hissediyorsak oyuz ve ona göre yaşayacağız. Bir gün akis yönde bir sonuca ulaşırsak, o zaöan da o sonuca biz ulaşmamış ulaştırılmış olacağımızdan, bizim için değişen bir şey olmayacak ve nasıl tepki vermemiz isteniyorsa öyle vereceğiz demektir.

Velhasıl, meşakkatli iş bu düşünmek. :)

Ve fakat size yakışıyor bu tür meşakatler :)
Değişen bir şey olmayacak olsa bile, bize bu aldatmacayı gösteren zihnimize çok sağlık. Düşünüyoruz ki bulduk, bulduk ve lakin elimizden bir şey gelmiyor. Olsun önemli olan düşünmek! Her şeyin başı düşünmek. Yaşasın düşünmek.

Öyleyse , alıyla akıyla tüm yuvarlarımız, her hücremiz düşünsün! İşlemciyi çatlatana kadar düşünelim.yaşasın düşünmek!

You got a 55.78% upvote from @stef courtesy of @feryuse!

You have been defended with a 17.37% upvote!
I was summoned by @feryuse.

Great post!
Thanks for tasting the eden!

Thank you so much for using our service! You were protected from up to 20% losses!

Help us grow by delegating to us! 100sp, 500SP, 1000SP, ANY SP

You just received 11.11% upvote from @onlyprofitbot courtesy of @feryuse!

You received an upvote as your post was selected by the Community Support Coalition, courtesy of @tryardim

@arabsteem @sevenfingers @steemph.antipolo @tryardim