Gelecekte Neler Olacak?
Tıpkı büyük patlama gibi tek bir olayın gerçekleşmiş olması gibi bir başka şeyin de 'bir olay' olarak gerçekleşmesi ve sonlanması beklentisi, birer olayla (yani ölümle) nihayete erecek yaşamları olan bizler için çok anlaşılabilir bir beklenti. Belki tam olarak 'bir olay' şeklinde niteleyemesem de 'ne ya da neler olacağı' şeklinde adlandırabileceğim, evrenin sonuna ait olası senaryoları anlattığım bir postum mevcut. İlgilenenler için buraya basarak direkt olarak bu yazıya ulaşabilirsiniz.
Hadi Hızlıca Geleceğe Doğru Zaman Yolculuğuna Çıkalım Öyleyse
2800'lü yıllara kadar Antropocene çağı yaşıyor olacağız. Dünyaya hükmeden, yapay zekalı robotlar yapan, ortalığı kasıp kavuran bir tür olmaya devam edeceğiz. Küresel ısınmaya katkıda bulunan ve bunu da geri çevirmeye çalışan garip bir türüz biz. Evrende son derece yalnız hissediyoruz kendimizi. Varız ya da yokuz evren için hiç bir şey ifade etmiyor aslında. Belki de o meşhur Kardashev cetveline göre Tip 1, Tip 2 vesaire tarzı bir uygarlık olacağız belki de bilemiyoruz. Şu bir gerçek ki bu 800 yıl boyunca kendi bakış açımızdan sahnede biz olacağız. Biz ne yapacağız, ne yok edeceğiz onu göreceğiz ve kuvvetle muhtemel bir şeyler yaparken bir çok şeyi de yok edeceğiz. 2800 Yılından sonra dünyamızın magnetik alanları (Bildiğimiz kuzey - güney kutupları) tersinmeye yani yerdeğiştirmeye başlayacak. Yani kuzey kutup güneye, güney kutup da kuzeye geçmeye başlayacak. Bu durum dünya tarihinde sürekli gerçekleşen bir olay. Endişelenmeyin yani :).
Ben orta 3'e giderken 90'lı yıllarda Hale-Bopp isminde bir kuyruklu yıldız dünyamızın yakınına gelmişti ve biz onu gece gök yüzünde çok net bir şekilde gözlemleyebiliyorduk. Hah! İşte o kuyruklu yıldız bizi 3600 yıllarında tekrar ziyaret edecek. Ah be ne günlerdi o günler. Jurassic Park filmini heyecanla izlediğimiz, Fifa 96'yı oynayıp büyülendiğimiz, Tomb Raider ile tanıştığımız, Tarkan'ın genç olduğu zamanlar. Hatta o yıllarda Rüstem Batum Şov bile vardı. Beyninizi tokatlayan şovdu sloganı. Rüstem Batum, masasındaki bir beyni tokatlardı. Saçma sapan ama yaşaması keyifli günlerdi onlar.
5200'lü yıllarda dünyadaki su seviyesi karaları yutacak şekilde, çok etkili bir seviyede artacak. Okyanuslar taşacak. Bu durum öyle büyük olacak ki haritaların şekli değişecek. Bugün okyanus kenarında ya da deniz kenarında olan şehirler, eyaletler hatta ve hatta ülkelerin tamamı su tarafından yutulacak. İşte bu ,bizi suyla birlikte ve suda yaşayacak şekilde teknolojiler geliştirmeye itecek.
7300'lü yıllarda 30 metre çapındaki bir meteor dünyaya çarpacak. İşte bu bizim için bir sıkıntı yaratacak. 30 metre çapındaki bir asteoridin dünyaya çarpması demek ciddi bir tahribat anlamına geliyor. Ama bundan 5200 yıl sonra teknolojimizin bu asteoridin dünyaya çarpmasını kolaylıkla engelleyeceğine inanıyorum. Belki de bu asteoridi yörüngemize oturtup ondan bir güzel madencilik de yapıyor olabiliriz.
Bundan yaklaşık 10,000 yıl sonra yani 12,000'li yıllarda Akrep takım yıldızında bulunan bir ikili sistemdeki süper dev, Antares patlayacak. Antares kıp kırmızı bir dev. Bu patlama gece gök yüzünde sanki ikinci bir ay varmışçasına aydınlatacak. Unutmayın bu abimizin bize uzaklığı 5.865.652.893.000.000 km kadar.
Bundan 14.000 yıl sonra Sahra çölü artık tropik bir ormana dönüşecek. 10.000'li yıllarda jeolojik ya da klimatik değişikliklerin sonuçlarının artık net olarak gözlemlenmesi mümkün olabiliyor. 26.000'li yıllara geldiğimizde de artık bilmem ne bilmem ne takım yıldızları olarak gördüğümüz yıldız kümeleri (büyük ayı, küçük ayı vs.), artık sağa sola saçılarak içinde bulundukları takımlardan ayrılacaklar ve başı boş şekilde gezinmeye başlayacaklar.
1977'de insanoğlu olarak dış uzaya yolladığımız ilk uzay araçları olan Voyager'lar, fırlatıldıktan yaklaşık 48.000 yıl sonra yani 50.000'li yıllarda artık güneşimize en yakın yıldıza ulaşmış ve yanından geçiyor olacak. Yani eğer içine insan yerleştirmiş olsaydık. En yakın yıldız sistemine gidebilmek için 48.000 yıllık bir yolculuk yapmış olacaktı. Muhtemelen uzay koşullarına göre evrimleşmiş başka bir türe dönüşeceklerdi.
69.000 - 70.000'li yıllara geldiğimizde artık buzullararası çağ adını verdiğimiz çağ sona ermiş olacak. Ve 106.000'li yıllarda bir yerde dünyada bir süper volkan patlaması yaşanacak. Bu öyle bir patlama ki kıtaları değiştirecek, hiç bilmediğimiz kötü iklimlerin doğmasına sebep olacak. Dünya bunu daha önce bir kaç kez yaşamıştı. Bu etki sanki dinozorları yok eden göktaşının yarattığı etkiye benzer bir sonuç yaratacak.
318.000 yıllarında artık yeni bir Hawaii adası oluştuğunu gözlemleyeceğiz. Büyük bir ada olacak bu. Yeni bir adalar zinciri meydana gelecek. Yıl 1.000.000 olduğunda ise aydaki ilk insan ayak izi olan apollo astronotlarının bıraktığı ayak izi silinmeye başlamış olacak. O bile bu yıllara gelindiğinde yok olacak. 1.700.000'li yıllarda dev yıldız Betelgeuse bir super nova olacak ve korkunç bir patlama gerçekleşecek.
Takvimlerimiz Yıl 3,5 Milyonu gösterdiğinde insan yapımı olan ve taşlardan oyarak yaptığımız taş anıtlarımız yok olup, eriyip gitmeye başlamış olacaklar. 10 Milyon yılında ise bir hiper novanın evrenin bir ucundan bize fırlatmış olduğu son derece ölümcül bir gama ışını huzmesi tarafından dünyamız yakıp kavrulacak. Bu etkinin nasıl bir şey olacağını anlayabilmek için lütfen şu 1 dk'lık youtube görüntüsünü izleyiniz. Kehanet filminden bir alıntı bu sahne.
17 Milyon yıllarına geldiğimizde komşumuz Mars gezegeninin uyduları paramparça olmuş olacak ve Mars etrafında tıpkı Saturn'ünkine benzer bir şekilde bir halka oluşturacaklar. 30 Milyon yıllarında ise Saturn'ün o muhteşem halkalarının yok olduğunu göreceğiz. 55 ila 60 Milyon yılları arasında Antarktika kıtası tamamıyla eriyecek. 80 Milyonlu yıllarda bir gün, korkunç büyüklükte bir asteoroid dünyaya çarpacak ki bu dünya üzerinde bulunan yaşamın %90 kadarının yok olmasına sebep olacak. Hiç şüphesiz bu konuda da bir şeyler yapacak bir uygarlık olacaktır dünya üzerinde diye düşünüyorum.
Güneşin yaklaşık 5 Milyar yıl sonra dünyamızın burnunun dibine kadar gelmesi, onu buharlaştırarak yok etmesi ve yutması tam olarak bu illüstrasyondakine benzer şekilde olacak (aşağıdaki). Bu dünya üzerinde bizi var eden, bize yaşam veren, nice uygarlıkların kendisine on binlerce yıl boyunca 'tanrı' diye taptıkları güneşimizin bir gün bizi yutacak olması!
Yıl 180 Milyonda dünya üzerine yeni bir süper kıta oluşmuş olacak. 500 Milyonlu yıllara geldiğimizde güneşimizin parlaklığı hatırı sayılır ölçüde artmaya başlayacak. Bu yıllarda dünya üzerindeki tüm bitkisel yaşam yok olmaya başlayacak. Yaklaşık 1,5 milyar yıl sonra da tüm okyanuslarımız buharlaşmaya başlayacak. 3 Milyar 700 Milyon'lu yıllara geldiğimizde dünya üzerindeki yaşamın %100'ü yok olacak. 5 Milyar yıl sonra güneş artık genişlemiş olacak ve dünyayı yutacak.
Bundan 10 milyar yıl sonra güneş patlamış bitmiş ve bir beyaz cüceye dönüşmüş olacaktır. Artık güneş müneş yok. O öldü. Bundan sonra uzayın dondurucu soğukları içinde yavaşça soğuyan ölü bir yıldız çekirdeğinden başka bir şey olmayacak. Evet etrafında dönen cansız bazı gezegenler olmaya devam edecek ama sonuçta onlar da ölü.
Daha Yolun Çoook Başındayız. Biraz Daha Hızlı Gidelim.
Yıl 1 Trilyon! evrendeki bütün yıldızlar artık birer birer sönerek ölmeye başladılar. Hepsi yakıtlarını tükettiler ve evrenin de bu arada sıcaklığı artık düşmeye başlıyor. Bundan 6 ila 8 Trilyon yıl sonra artık yeni yıldız oluşmamaya başlayacak. Yani aslında bildiğimiz anlamdaki evrenin ölümü de bir patlamayla değil, ağlayarak, sızlayarak ve yavaş yavaş olacak anlamına geliyor bu. Artık bundan 61 trilyon yıl sonra da en son kalan kırmızı cüce yıldızlar da ölmeye başlayacak. Evrendeki son yıldızın da ölümüyle artık evrendeki yıldız çağı dediğimiz ve yıldızların ana eleman olduğu çağ da sona ermiş olacak. 184 Trilyon yıl sonra evren, adına dejenerasyon çağı dediğimiz çağa girmiş olacak. Bu çağlarda evren, sanki bir madde mezarlığı gibi bir şey olarak görünecek.
Durun daha yolun çok çok başındayız! Evren daha ana karnından çıkmaya yaklaşamadı bile! Daha evrenin önünde çook uzun bir yaşam var.
Binlerce Trilyon yıl boyunca eskiden güneşimiz olan da dahil olmak üzere evrendeki son beyaz cüceler, taa eski günlerinden kalmış son enerji kırıntılarını da harcayarak cılız cılız ışık yaymaya devam edecekler. Artık hiç bir yakıtları kalmadı. Enerji oluşturabilecek hiç bir şeyleri yok. Eğer 213 Bin Trilyon Yıl sonra şu an dünyamızın olduğu yerden beyaz cücemize bakabilseydik, göreceğimiz görüntü muhtemelen şu an ay bize ne kadar ışık yayıyorsa o kadarlık bir şey görebilirdik. Milyonlarca Trilyon yıl bu şekilde devam edecek evren, artık ölü yıldızların, kara deliklerin ve madde artıklarının bulunduğu hayalet bir evren gibi olacaktır.
Zamanla yer çekimi etkisi bütün bu ölü yıldızları, çekirdeklerini ve kalıntıları içinde bulundukları galaksilerden çekip alacak ve boş, soğuk uzaya başıboş bir şekilde fırlatacak. Bütün bu ölmüşlüğün içinde çok enteresan bir şey yaşanacak! Bundan 1 Milyar Trilyon Yıl sonra, kazara bazı ölü kırmızı cüceler, şans eseri çarpışacaklar ve bu çarpışmanın enerjisiyle yeni bazı yıldızların doğmasına neden olacaklar. Yine bu başı boşluk nedeniyle çarpışan bazı nötron yıldızları evrenin her köşesinden rahatlıkla görülebilecek ultra-parlak süpernovalar oluşturacaklar bu dönemde. Bundan 100 Milyar Trilyon yıl sonra eğer evrende varsa var olan belli yaşam formları artık yaşamlarının sonuna erişmekte olan beyaz cücelerin çevresinde kendilerine yer bulmaya çalışacaklardır. Ama bundan 1 Trilyon Trilyon yıl sonra beyaz cüceler de sönmeye ve zamanla ölmeye başlayacaklardır.
Bundan 5 Trilyon Trilyon Yıl sonra artık tamamıyla sönmüş ve parıldayamayan beyaz cüceler yerini kara cüce adı verilen ve hiç ışık yayamayan garip gureba bir gök cismi formuna bırakacak. Kara cüceler, bozulmuş, hiç bir işe yaramayacak madde ihtiva eden, siyah, soğuk toplardan başka bir şey değil. Yıldız külleri bile denilemez bunlara. Paramparça atom ve atom altı parçacıklar içeren ve güneşimizden milyonlarca daha yoğun olan birer hilkat garibesi bunlar. Yıldızların, yıldızlıktan çıkıp buraya kadar gelmesi çok çok çok uzun zaman alacak. Bildiğimiz kadarıyla evrenimizde şu anda her hangi bir kara cüce yok. Bundan 6 Bin Trilyon Trilyon Yıl sonra eskiden galaksi dediğimiz bölgesinden sapıp, saçma sapan sağa sola gidebilen her hangi bir gök cismi ya da gök cismi kırıntısı, vakti zamanında bu galaksi dediğimiz yerlerin merkezlerini oluşturan süper kütleli dev karadelikler tarafından yutulmaya başlanacak.
Bundan 19 Bin ila 20 Bin Trilyon Trilyon yıl sonra bu bahsini ettiğimiz süper kütleli kara delikler, mega kütleli canavarlara dönüşecekler ve evrende başı boş kalan her maddeyi yutacaklar. Eğer gelecekte her hangi bir canlı varlık varsa, bu canlıların yaşayabileceği ve enerji sağlayabileceği tek yer, mega kütleli bu kara deliklerin dönme enerjisi olacaktır. Evrende, o aralar, yaşamın tek var olabileceği zamanı bu dönem olarak düşünebiliriz. Ama hayal gücümüzü çok çok daha fazla çalıştırmalıyız. Çünkü kainat, bizim hayal gücümüzün bile üretebileceğinin çok üstünde tuhaf bir yer. Bu nedenle her 10 trilyon yılda bir koca bir evrene ya da evrenin belli başlı bölgelerine hükmedebilecek ultra-zeki yaşam formları gerçekleşebilir. Bu dönemlerde evren öyle bir hızla genişliyor olacak ki, maddeye dair herşeyi uzay zamanın her yerine umarsızca yayıp savurmaya başlayacak. Büyük bir olasılıkla bu olaylar takvimler 25 Milyar Trilyon Trilyon Yıllarını gösteriyorken olacak. Ama evrenin bu kadar yüksek bir hızla genişlemesi sırasında evrenin dokusuna yayılacak olan madde, evrenin genişleme hızında olacak. Ne mi? Tabi ki de ışıktan daha hızlı!
Bundan 100 Milyar Trilyon Trilyon Yıl sonra evrenin ışıktan hızlı büyümesinden ötürü artık bir galakside bulunan her hangi bir ışık, başka bir galaksiden hiç bir zaman görünemez olacak. Bu çağ Uzay-Zamanın Genişlemesi çağı olarak adlandırılıyor. Bu çağda artık, uzayın ve kainatın sırları hiç bir zaman açığa çıkarılamayacak şekilde karanlığa gömülmüş olacaktır. Bundan 1 Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra uzay-zamanın ışıktan çok daha hızlı genişlemesi o kadar etkin olacak ki bazı teorilere göre maddeyi, atomu oluşturan protonlar bile bu kadar hızlı esneyen ve genişleyen evrene dayanamayacaklar ve yavaş yavaş parçalanıp bozulacaklar. Daha da ötesi daha da akıllara ziyan şeyler! Protonların kendisi de bozunmaya başlayacaklar!
Bundan 4 Bin Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra son madde kalıntıları olan kara cücelerin içindeki maddeler de birer radyasyona dönüşecek. Artık evrende madde yok diyebiliriz. Artık kara cüceler de buharlaştıktan sonra evrende tek bir atom dahi kalmamış olacak. Geriye kalan tek şey bol bol ışık (gözle görülebilir/görülemez) ve karadelikler olacaktır. Yani bundan 200 Bin Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonraki çağa Karadelikler Çağı diyoruz. Bu saniyeden sonra artık evrende yaşamın oluşmasına dair hiçbir şey mümkün olmayacak.
Size bir şey söyleyeyim mi? Evren için hayat daha yeni başlıyor!!! İnsan yaşamına göre ölçeklemeye kalkarsak evren, ana rahminden daha yeni çıktı diyebiliriz. Bundan tam 30 Milyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl Sonra!!!
Evren yaşamının çooook uzunca bir bölümünü soğuk, karanlık ve boş vaziyette geçirecek. Evrenin başlangıcından, son kara deliğin buharlaşıp yok olana kadar süre zarfı ele alındığında bildiğimiz anlamda yaşamın var oluşuna verdiği süre yüzde olarak ne kadar biliyormusunuz? İşte şu kadar:
%0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000001
Bundan 1 Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra evrenin yapı taşı artık atomlar, madde vs. filan değil, karadelikler olacaktır. O zamanlarda, galaksi dediğimiz şey ortada mega dev bir karadelik ve etrafında kümelenen trilyonlarca küçük karadelikler olacaktır. Evren o haliyle bile yine dinamik ve heyecan verici bir yer olmaya devam edecektir. Küçük karadelikler birbirlerini yiyecek ve biraz daha büyüyecekler onlar da süper kütleli kara deliklere yem olacaklar ve bunlar da daha da büyüyecek. Bundan Bin Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Sene sonra kara deliklerin birbirini yutması evrendeki tek ve en bilinen kozmik olay olacaktır. Bu çağa Kara deliklerin birbirlerini yutması çağı diyebiliriz. Kara deliklerin birbirleriyle çarpıştıklarında açığa çıkardıkları kütleçekim dalgaları artık bilinen bir şey. O dönemlerde bu karadeliklerin birbirlerini yutması olayı o kadar zıvanadan çıkacak ki, bazı karadelikler samanyolu galaksisinden daha büyük hale gelecekler. Bu galaksi boyutundaki karadeliklerin birbirleriyle çarpışması bütün evrenle rezonans oluşturacak kütleçekim dalgaları üretecektir (yoksa yeni bir big-bang mi?!?)
Ama karadelikler bile sonsuz yaşama sahip değildir. Onların bile bir sonları vardır. Bundan 1 Mlyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra onlar da artan bir hızla buharlaşacaklar ve sonunda akılların hayal bile edemeyeceği büyük şiddetle patlamalarla yok olacaklar. Şimdi diyoruz ya ışık bile karadeliklerden kaçamaz bu imkansızdır diye. Hah! işte bundan tam 10 Milyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra bu tip patlamalar sonucunda ışık, yani radyasyon karadelikten kaçabilecektir. Bunu görebilmek için o kadar yaşayabilsek ne olurdu acep?! Çünkü karadeliğin gerçekten neye benzediğini tam olarak görebileceğimiz tek şans budur. Karadelikler öldükçe artık evrendeki son büyük yapılar da sona ermeye başlayacak ve onlar öldükçe bir evrensel havai fişek gösterisi gibi çeşitli çeşitli parıldamalar gözlemlenecek. Bütün bunlar olurken evren daha da hızlı bir şekilde genişlemesine devam edecek.
Evreni bu şekilde hiç durmadan manyakça genişleten şey, şu an ne olduğuna dair hiç bir fikrimiz ve bilgimiz olmayan KARANLIK ENERJİ. Normalde içinde hiç bir şey olmayan boş uzay bu enerjiyi nereden buluyor da çılgınca, ışık hızından bile daha hızlı bir şekilde evreni genişletebiliyor bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şey şu ki, evrendeki bomboş, hiçbirşeyin ama hiçbirşeyin bulunmadığı yerin bile bir enerjisi var. Buna evrenin kendi enerjisi diyebiliriz. İşte bu karanlık enerji. Hatta öyle ki, bu enerji evrenin içerdiği bütün enerjinin %70 gibi çok büyük bir porsiyonunu oluşturuyor. Şunu hiç bir zaman unutmayın, "karanlık enerji", kainattaki en baskın şeydir. Evrenin 3/4'ünü ihtiva eder ve bundan Bin Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra da evrenin en baskın gücü olmaya devam edecek. Karanlık enerji, madde ya da radyasyonun aksine öyle bozulup gitmez ya da hiç bir şekilde açığa çıktıkça harcanmaz. Ya da başka bir enerji formuna da dönüşmez. O hep vardır ve evren her ne kadar büyük olursa olsun. O hep sabit kalır. Evrene enerji sağlamaya devam eder.
Şimdi Gelelim O Can Alıcı Soruya
Peki nolcak kardeşim bu evrenin sonu? Sonunda Ne olacak!
İşte Cevap:
Eğer Evrendeki karanlık enerji bu şekilde Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon ve Trilyon yıl sonra da evreni genişletmeye devam ederse, evren bu şekilde sonsuza kadar genişlemeye devam edecek!!! Hem de daha da daha da daha da daha da hızlanarak...
Eğer bir şekilde evrenin genişlemesi durursa -ki hiç öyle gözükmüyor-, evren tekrar yer çekimi etkisiyle bir şekilde kendi üzerine çökerek büyük çatırtı yaşanacaktır.
Ama daha olası senaryoya göre karanlık enerji evrenin genişlemesini devam ettirecek ve artık genişlemenin hızına evrenin dokusu ayak uyduramayacaktır. Bu şekilde evren dokusu parçalanacak ve bir noktada deformatif bir evren görüntüsü ortaya çıkaracaktır. Yani evrenin yok olması ancak böyle bir senaryoyla gerçekleşebilir. Ama bu da şu an simülasyonlarda çok da fazla elde edilen bir sonuç değil. Yani aslında takvimler 10 Milyar Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon yılını gösterirken evren hala daha çılgınca genişleyen bir manyağa dönüşmüş olacak. Bundan 13 Milyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra en sonra karadelik de buharlaşmış olacak. Bundan tam 60 Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Yıl sonra evren, içinde yalnızca fotonların olduğu bir deniz olacak. Evrenin her bir köşesi aynı sıcaklıkta olacak. Evren genişledikçe evrenin her bir noktası mutlak sıfır sıcaklığına gelmiş olacak.
Trilyon yazmaktan elimin yorulduğu bu yazıda evrenin hayatına ultra hızlı bir şekilde değinmeye çalıştım. Ne diyorduk. "13.7 Milyar Yıl" diyorduk. "Vay Bee! Şu zamana bak" diyorduk. Yazıdaki rakamlar bize 13.7 milyarı küçücük, sıcacık, kısacık hissettirdi. Şimdi bütün bu zaman kavramına bakarak size soruyorum. Biz evrenin bu ömründe neredeyiz?!!
Süper Önemli Not: Ben bu yazıyı yazarken bulinkteki muhteşem videodan yararlanıp ilham aldım. Lütfen bu göresel şöleni lütfen izleyip beğenmeyi unutmayın!
REFERANSLAR VE KAYNAKLAR
1-HIZLANDIRILMIŞ GELECEK: Zaman'ın Sonuna Yolculuk
2-Evrenin Bir Sonu Var Mı? Yoksa Evren Sonsuz Mu?
3-Evrenin bir sonu var mı?
4-The Five Ways The Universe Might End
5-*The Five Ages of the Universe *
Tam bilime yakışır Harika bir paylaşım olmuş emeğinize sağlık hocam.
Biz bu Evren’in neresindeyiz? Çok güzel bir soru:) hayat telaşesi ile ordan oraya koşturan bir zerreyim ve Evren’in tam ortasında merkezdeyim 🤗
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here
Maltepe'de sayımlar durmuş bu arada, dip not :)
Bu kadar emeğin altına pek hoş yorum olmamış. dip not
Bu yazıyı okurken aklıma ülkemizin gündemini iki haftadır meşgul eden konu geldi, tabi bu süreçte bir karadeliğin fotoğrafının çekilmesi.
@gokhan83kurt 'un paylaşımlarını beğenerek okuyorum, ilgi alanlarımız benzer görünüyor, dip not.
Yoruma bakınca niyetinin o olduğunu göremedim. Sadece seçimle ilgili yorum okuyunca bana öyle çağrışım yapmadı. O anlamda söylediysen diyecek lafım yok.
@videoaddiction candır ya doktor.
Bana öyle gelmişti dediğim gibi. İsme bakarak yaptığım bir yorum değil
Olsun dayağı hakettin yine de
Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by gokhan83kurt from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.
If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.
İnanılmaz. Harika bir yazı olmuş.
Kısmına çok güldüm. Biraz mühendis yaklaşımı kokuyor :D
Yazı boyunca Neil Tyson'ın;
söylemini düşündüm.
30 milyon yıl sonra Satürn'ün halkası yok olacaktı. Yazının sonunda sanki yarın yaşanacakmış gibi oldu :D
Trilyon kelimesini crtl v'ye aldığını hepimiz biliyoruz :D
Harika bir yazı. Steemit'te olmayan insanların da faydalanmasını sağlayacağım :)
Güzel düşüncelerin ve beni Steemit'te motive edici yaklaşımın için her zaman teşekkürler. Sen ve senin gibi okuyanlarım için iki ara bi dere demiyorum oturup yazıyorum, paylaşıyorum. Aslında yazabildiğim sürece de iyi hissediyorum kendimi. Trilyon kelimesini inanmayacaksın ama vallahi de billahi de tillahi de oturup üşenmeden tek tek yazdım. Niye böyle yaptım bilmiyorum ama yazdım. Belki de benim için yazının anlatmak istediği o 'huge time concept' daha da pekişmiştir bu sayede.
Pekişti evet anlam vermekte zorlandığımız kelimeler yerine "bakın cidde çok fazla" kaygısı güden vurgu hoşuma gitti :)
Steemit konusunda bazen kendimi de motive etmem gerekiyor ona bir şey diyemeceğim ama buradan kopamama gerekçelerimden birisin :) o yüzden senin de kopmanı istemiyorum :)
O zaman dans!
hocam yine muazzam bir emek harcamışsın, eline sağlık.
kasedi çok ileri sardığın için konu bu kez pek ilgimi çekmedi ama burada olup, böylesine yazılar paylaştığını görmek beni istemsizce mutlu ediyor. bu seferliğine beni affet ama ileriki yazılarını yine merakla bekliyor olacağım :)
Bir sonrakinde görüşmek üzere