KİMSE İŞİNDEN MEMNUN DEĞİL

in #tr5 years ago

Döner berber koltuğunu kendime doğru çevirip oturuverdim. Tıraş olduğum iki berberden diğeri olan berberdi bu berber. Aynadan bana bakarak yüzümün röntgenini çektikten sonra, "Abi sen bugün yorgun gözüküyorsun" dedi. Biraz sonraki yapacağı Masaj terapisine hazırlık yapıyormuş. Tabi benim haberim yok. "Arkadaş sende kaç sefer traş olduk, böyle bir marifetin vardı neden yapmadın daha önce." Buna benzer bir cümle kullanmıştım. 

"Birbirimize bu kadar ısınmamıştık." dedi. Aşk mı başlıyor len! 

Berber ile yorgun müşterisi... Saçmalama! 

Kafanı serbest bırak dedi, ben serbest bıraktım, kafamla omzumun arasına kendi kolunu koydu ve hızlıca yanlara yatırdı. Katır kütür sesler kulağımda soluk aldı. Anladım ki ben yorulmuşum. 

Hayattan, işten, ondan, bundan, uzaktan, yakından... 

Sen bu işi biliyorsun git il merkezinde bir dükkan aç diyorum. "Bize yedirmezler abi, oraların ve öyle işlerin horozu çok olur." deyiveriyor. 

Sonra sayın berberi dinledik.  Ona hak vere vere dinledik. 

Berber ; Kimse işinden memnun değil, sen memnun musun? Burada gezecek yer yok. Eşim bana kızıyor; "sosyal bir aktivitemiz yok" diyor. Alıp götürüyorum il merkezine. Dolaşırken "Somun gibisin konuşmuyorsun." diyor. Kayınvalidem cep telefonumu arıyor. "İl merkezine kadar geliyorsun bize neden uğramıyorsun." diyor. Ona da eşime de hepsine de haklısınız diyorum. Ben gece rüyamda insanları traş ettiğimi gören adamım. İşimi çok sevdiğimden değil. Traş ettiğim her kafanın dışardaki tüketim malzemesine gelen oranını hesaplamak istediğimden. Yani bir dükkana uğrayıp çıktığımda verdiğim paranın karşılığı olan poşetin içine baktığımda paranın benim kadar değersiz bir şey olduğunu anlıyorum. Somun gibi para! 

Hani sadece Para'nın değersizliği değil canımı sıkan. İnsanlarında renksizliği, İşimin heyecansızlığı. 

Küçük adam (ismini hatırlayamadığımdan bu şekilde hitap ediyorum.) dükkanıma geldi, istediği traş şeklini tarif etti. Bende traş ettim ve gönderdim. bir süre sonra Küçük adam, babasıyla dükkanıma geldi. Babası oğlunu neden böyle traş ettiğimi sordu. Aslında bu traşı küçük adam istemişti. Çocuğu gözlemledim. Üzgün bir şekilde babasının yanında bekliyor. Gözlerimin içine bakıyor. Babasından korkmuş! Anladım ki çocuk korkudan babasına yalan söylemiş. Doğruları söylese babası tarafından polisin kaydına geçmeyecek, geçemeyecek olay vuku bulacak. Bende bozuntuya vermeden bu saç tıraşının çocuğa çok yakıştığını söyledim. Fırçayı yedik tabi! Sende haklısın Küçük adamın babası. Sende haklısın! Şimdi bu çocuk dayaktan kurtulma, sıkıntıları bertaraf edebilmenin püf noktasını öğrendi. 

Geçen gün bir arkadaşım anlattı. Bir gün hastahanede öğlen yemeği sırasındayım. Hastahanelerde personellere yemekler ucuza veriliyormuş. Benim bir arka sıramda organ nakli gerçekleştirebilen doktor bulunmaktaydı. Yemek sırasında beklemesi beni şaşırttı. Daha önce hiç görmemiştim. Farklı yerlerde farklı ücret karşılığında yemeğini alıp tüketiyordu. Kendisine sordum senin burada ne işin var dedim? Bu ay ki maaş yetmedi deyince; aylık 100 milyarın üzerinde para alan bu doktorun, kafasının iyi olabileceğini düşündüm. İnanmayıp doktorun oğluna sorduğumda bu ay babasından harçlık alamadığını söyledi. 

Asgari ücretle geçine-bilenleri anlayamıyordum. Şimdi de bunu anlayamıyorum. İşimden de memnun değilim. 

Sen işinden memnun musun?   

Duygularıma tercüman olmuştu. Yazıverdim. Yazacağım.............!