Baltalimanı'ndan bir gün!
Bugün Baltalimanı Kemik Hastanesi'ne gittim. Yaklaşık iki hafta önce yine gelmiştim. Bu sıklığın sebebi ise yıllık kontroller, endişelenmeyin ;)
Hastaneleri oldum olası sevmem. Ailemle yaşarken ya zorla götürürlerdi ya da yanımda birisi olmadan gitmezdim. Üniversiteden sonra işler değişiyor tabii, her şeyi yalnız hallettiğiniz gibi hastanede de kalıveriyorsunuz bir başınıza. Küçük şehirde bile hastaneyi sevmeyen insanı bir de İstanbul'da düşünün. Minnacık koridorların metrekaresine yüz insan... Yine de İstanbul'da bir hastane var ki diğerlerinden epey farklı gözümde.
-bu şekilde uzaktan çekilmiş, daha kaliteli bir fotoğraf bulamadım, üzgünüm-
Bunlardan birisi Baltalimanı'ndaki hastane. Kemik Hastanesi olarak geçiyor lakin diğer poliklinikleri de barındırıyor bünyesinde. Geçen gittiğimde acaba eskiden burası nasıldı, işlevi neydi, kimindi diye merak edip şöyle ufak bir google araştırması yaptım. Bu aralar ben de gittiğim yerlerin tarihini merak etme özelliği boy gösteriyor. İyi ki merak ediyorum aslında. Yoksa, affınıza sığınarak söylüyorum, sap gibi gelip odun gibi geçiyoruz şehirden, şehirlerden. Şimdinin Baltalimanı Hastanesi zamanında namıdiğer Damat Ferit Paşa Sarayı imiş. Daha önceleri yapılan ve Osmanlı'nın mali çöküşüne zemin hazırlayan Baltalimanı Anlaşması'nın da imzalandığı saraymış. Cumhuriyet döneminde bakımsız kalmış ve yer yer harap olmuş. 1944 yılında ise hastane olarak hizmete sunulmuş. Tabii eski zamanların sarayı deyince gözünüzde bir Dolmabahçe veya Yıldız Sarayı canlanmasın. Saraydan eser yok ortada. Duvarların kaçıncı boyanışıdır Allah bilir. Ne bir doku ne bir ahenk... Sadece yalan olmasın yatan hastaların kaldığı binanın giriş katında geniş bir koridor var. Bu koridor T şeklinde ve muazzam ışık alıyor. İki parça koridorun kesişim yerinde, eşiğin üzerinde, eskiden varaklı bir kolon varmış gibi geldi bana. Farkındayım çok anlatamadım ama belki de bana öyle gelmiştir. Çünkü hastanenin tarihçesini okuduğumda benim sıra beklediğim koridorlarda eskiden kimlerin dolaştığını tahayyül etmeye çalışmıştım.
Bugüne dönersek, hava nasıl güzel nasıl güzel anlatamam. Güneşli bir ekim günü. Ne terletiyor güneş ne de üşütüyor. Tabii sonbahara göre fazla sıcak bir gün ama olsun, tadını çıkarıyorum fırsat bu fırsat. Hastanenin kafeteryası deniz kenarında. Masa sandalye de koymuşlar tabii. Banklar da var. Oh mis! Oturdun mu diye sorarsanız oturamadım, her yer doluydu lakin hastanenin deniz kenarında olması fikri çok iyi. Zaten -yine tarihi bir not düşeyim- ilk kurulduğu zamanlarda adı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi Deniz ve Güneş Tedavi Enstitüsü imiş. Süper isim!
Ben de tabii hazır hava güzel, bahçe de var, muayeneden sonra aldım çayımı, geçtim deniz kenarına. Martıları izledim, martıları dinledim. Denizi izledim, denizi dinledim. Terapi gibi bir şey ama ortada ne terapist var ne de danışan. İlahi Ebrar! Çay içecek hastaneyi mi buldun demeyin. Şehrin bu koşuşturmasında hususi olarak sahile inmek epey çaba gerektiriyor. Kaldı ki manzarayı görseniz hastane falan dinlemezdiniz, emin olun ;)
Derken yanıma 'abla' diye hitap edebileceğim orta yaşlı bir kadın geldi. Ve o vurucu hamleyi indirip bir sigara yaktı. Yani şu toplu alanlarda sigara yakmasanız olmaz mı be ablam? Hem mis gibi hava. Tertemiz, üstelik hastaneye rağmen. Ölür müsün şunu tüttürmesen? Diyorum. Diyorum da, tabii içimden diyorum. Derken yanındaki arkadaşı da yakıyor sigarasını. Bana yol göründü, ufaktan uzaklaşıp diğer tarafa geçiyorum, Atatürk büstünün yanına. Burada daha az insan var, onlar da sigara içmiyor. Sonunda dumansız hava sahası! Belki de Atatürk'e saygılarından içmiyorlardır diye düşünüp gülümsüyorum.
Makinemi de getirecektim aslında ama evden aceleyle çıkarken unutmuşum. Bir dahaki sefere deyip bir iki fotoğraf, bir iki tane de snap çekiyorum.
Bırakmak istemiyorum burayı ama iş, güç okul, sınavlar... Böyle bir yarim saat için teşekkür ediyorum güneşe, denize, martılara, gökyüzüne ve O'na.
Not: Yazıyı yayınlamadan önce aklıma geldi. Zamanında yine saraya ait olan bir bina şu an İstanbul Üniversitesi'nin sosyal tesisi olarak hizmet veriyor. Denize sıfır, köprü manzaralı. Ve mimari olarak daha estetik, restorasyonu -bana göre- başarılı. Bu da burada tavsiye olarak dursun ;)
Damat Ferit, Balta limanı.. ne gam. Allah'tan hastaneye dönüp hayra yaramaya başlamış.
This post has received a 50.00% upvote from @msp-bidbot thanks to: @itsmeebrar. Delegate SP to this public bot and get paid daily: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP Don't delegate so much that you have less than 50SP left on your account.
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
Merhaba. Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile Trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır. Sevgiler.
Teşekkür ederim ;)
beautiful villa