Uçurtma Avcısı / Khaled Hosseini

in #tr5 years ago

IMG-20190815-WA0002~2.jpg

Merhaba Arkadaşlar,

Bir kitap incelemesiyle daha tekrar sizlerleyim.

Neresinden başlasam , nasıl anlatsam bu kitabı sizlere bilemiyorum. En az, yazarın okumuş olduğum bir diğer kitabı 'Bin Muhteşem Güneş' romanı kadar etkileyici ve sürükleyici bir kitap.

Capture+_2019-08-18-13-16-41~2.png

Gerçekten @sudefteri'nin söylediği kadar varmış. Gece saat 3'e kadar gözlerim dolarak okudum.

Uçurtma Avcısı (The Kite Runner), içerisinde arkadaşlık, ihanet ve sadakatin anlatıldığı, yayınlandıktan sonra bir çok ülkede en çok okunanlar listesinde birinci sıraya oturmuş,
The New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselmiş, 2006 ve 2007 tarihlerinde Penguin/Orange Readers's Group Ödülü'nü kazanmış bir roman.

black-line-png.png

Emir ve Hasan birbirine çok bağlı iki yakın arkadaş. Emir zengin bir Peştun çocuğu, biraz içine kapanık. Bu durum babasının hiç hoşuna gitmemektedir. Arkadaşı Rahim Han'a Emir hakkında "kendisini savunmaktan aciz" deyip yakındığında Rahim Han şu sözlerle çocuğu hakkında hayal kırıklığı yaşayan babayı teselli etmeye çalışır:

"Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın."

Emir okumayı ve yazmayı seven bir çocuktur. Bir gün okulda din hocasından içki içmenin günah olduğunu öğrenir ve içki içen babasına bunu anlattığında babasından şu cevabı alır:

"Şimdi, mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır,
tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir.
"Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun, Karısının elinden bir kocayı,
çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?"

Baba'nın verdiği bu cevap altını çizmem gerektiğini düşündüğüm paragraflardan sadece bir tanesiydi.

Hasan ise, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensup bir hizmetkarın çocuğu. Hasan babası Ali ile birlikte Emir ve babasının hizmetkarlığını yapmaktadır. Olağanüstü sadakatiyle Emir'in tüm şımarıklıklarına karşı olgun tavırlarıyla dikkat çeken bir çocuk.
Emir babasının gözüne girmek için o yıl düzenlenen uçurtma yarışmasına katılmaya karar veriyor. Hasanla birlikte yaklaşık 100 uçurtmanın içinden son ikiye kalıyorlar ve bir mavi uçurtma ve bir de kendi uçurtmaları kalıyor. En sonunda o mavi uçurtmanın da ipini kesiyorlar ve Emir büyük tezahüratlar eşliğinde kendinden geçerken Hasan mavi uçurtmayı yakalamak için koşuyor. Çok iyi bir uçurtma avcısı olan Hasan, uçurtmayı Emir için yakalıyor. Fakat karşısına çıkan 'kulak koparan' lakaplı Assef, yakaladığı uçurtmayı kendisine vermesini istiyor. Yanında iki arkadaşıyla birlikte "Uçurtmayı Emir Ağa için yakaladım." deyip olumsuz yanıt veren Hasan'a saldırıyorlar. Bu esnada Emir için çok iğrenç muamelelere maruz kalsa da uçurtmayı vermiyor. Emir Hasan'a yapılan bu kötülükleri bir köşeye saklanıp izlemekle yetiniyor, sesini çıkarmayıp görmezden geliyor.

black-line-png.png

Baba iç geçirdi. "Belki haksızlık, ama bazen birkaç günde, hatta tek bir günde olanlar bütün bir ömrün akışını değiştirebiliyor, Emir."

Baba'nın dediği gibi Emir'in çok kısa zaman içerisinde gördüklerine kayıtzız kalıp ses çıkarmaması, ömür boyu etkisinden kurtulamayacağı bir suçluluk duygusuna sebep oluyor.

Bu suçluluk duygusundan kurtulmak için Hasan ile yollarını ayırmaları gerektiğini, onun evden gitmesi gerektiğini düşünüyor ve Baba'ya başka hizmetkarlar düşünüp düşünmediğini soruyor. Aldığı sert yanıt karşısında tek çare olarak Hasan'ı evden göndermek için iftira atma yoluna gidiyor. Hasan'a tuzak kurup hırsızlıkla suçluyor ve evden gitmelerine vesile oluyor. Hasan ve babası Ali, evi terk ediyorlar.

1981 yılının Mart ayında
Sovyet işgali ile birlikte Emir ve babası da ülkeyi terk edip California'ya göç etmek zorunda kalıyorlar. O şaşalı hayatın ardından pazarcılık yaparak geçimlerini sürdürmeye çalışıyorlar.

Daha sonraları Afganistan'da Taliban yönetime el koyuyor. Halk zulümden kurtulduk diye kutlama yapıyor ama Taliban ülkeye işgal güçlerinden daha çok zarar veriyor. Afganistan halkını canından bezdiriyor. Açlık, sefalet, zulüm ülkede kol geziyor.

İnsanların o sefil hayatı yaşayıp, eski güzel günlerine olan özlemlerini okuduğumda Allah korusun bizim de şu anki yaşamımızı özlemle anabileceğimizi düşününce binlerce kez şükretmek geliyor içimden. Biz az çok yokluğu gördük ama şimdiki nesil bolluk içinde ve şükretmesini bilmiyorlar. Çocuğun önüne 10 çeşit kahvaltı koyuyorsun, hala "Ne Yiyeceğim?" diye soruyor.

Sanırım savaşın insanlar üzerinde oluşturduğu yıkımı Khaled Hosseini kadar etkili anlatan bir başka yazar nadir bulunur. Kitapta yazan bu sahneler gerçek ve hala bir yerlerde yaşanıyor maalesef.

cyxkEVqiiLy2ofdgrJNxeZC3WCHPBwR7MjUDzY4kBNr81Qdj1mypqyGauCywKWNco869y1JGKGD99i3Gt7QUekkQE3KcwMfSrUcsuH6xPoSsNWDHpkM4d4HaVf6Yr3xf19x.png

Uçurtma Avcısı aynı zamanda beyaz perdeye de aktarılmış bir roman. Kitabı bitirir bitirmez filmini de izledim ama filmi pek beğendiğim söylenemez açıkçası. Bir çok önemli nokta filmde es geçilmiş.
Örneğin Emir ve babasının Amerika'ya göç ederken yaşadıkları inanılmaz sıkıntılar, Emir ve Sohrab'ın hastanede yaşadıkları (ki benim en çok içerisinde kendimi bulduğum ve bizzat yaşadığım sahneler) ve daha bir çok ince fakat bence önemli ayrıntılar filmde yoktu.

Yazar Khaled Hosseini'nin kaleme almış olduğu, içerisinde mutluluk, acı ve göz yaşı barındıran, 2003 yılında Everest yayınlarından çıkan ve çevirisini Püren Özgören'in yaptığı 375 sayfalık bu esere kitaplığınızda mutlaka yer vermeniz gerektiğine inanıyorum.


Başka bir kitap incelemesinde tekrar buluşmak dileğiyle.

Hoşça kalın.

Sort:  

inceleme yazısını daha önce görmeme rağmen nasıl cümlelerin beni beklediğini tahmin etmek zor değildi ve sanırım gözümde canlandırmak için hazır değildim.
şimdi okudum ve tekrar tekrar gittim kitabı okuduğum o günlere :(

bize uzak çok uzakta olan hayatlara bir kitap sayesinde dokunabilmek, hâlâ benzer şeylerin bir yerlerde yaşanıyor olduğunu bilmek çok acı..

ellerinize sağlık güzel samimi bir yazıydı ve teşekkür ederim yorumuma da yer verdiğiniz için☘

Trt Belgesel' de 'Ucuz Hayatlar' diye bir program var. Afganistan'da yaşayan ailelerin belgeselini yapmışlardı. O programı izlediğim zaman kitapta okuduklarım gözümde canlanıyor. Meryem'i, Hasan'ı, Sohrab'ı düşünüyorum. Anlatılanlar, gösterilen hayatlar kitapta anlatılan hayatlarla çok benzerlik taşıyor. O program da beni çok etkilemişti. Allah yardımcıları olsun.

Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.

Şu aralar sosyal medyada çok söylenen, ibn Haldun'un Coğrafya Kaderdir sözünü getirdi aklıma.

Boş ver hocam, çocuklar önlerine konulana gerekirse dudak büksünler de biz yine kızalım. Daha kötüye bakıp korkarak, mevcut şartları muhafaza etmektense, daha iyisinin olduğunu bilsinler ve o daha iyiye hep birlikte ulaşabilecek hayatları yakalasınlar, barış içerisinde çaba göstermeyi öğrensinler. Yeter ki içlerinde her daim merhamet bulundursunlar.

Ellerine sağlık dostum. 🙏

İnşallah bulundukları coğrafyanın kıymetini bilirler ve dediğiniz gibi barış içinde daha iyiye hep birlikte gitmek için çaba gösterirler hocam.
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.🙏

The New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselmiş, 2006 ve 2007 tarihlerinde Penguin/Orange Readers's Group Ödülü'nü kazanmış bir roman.

Ödülleri okuyunca baya merak ettim hocam.

"Şimdi, mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır,
tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir.
"Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun, Karısının elinden bir kocayı,
çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?"

Hocam harika ya, inanılmaz bir çıkarım. Nasıl olayları böyle bağlamışlar, kesinlikle okumalıyım :S

Hocam baştan sona soluksuz okudum, harika bir kitapmış. Siz de oldukça güzel noktalara değinmişsiniz. Teşekkür ederim. En kısa zamanda almayı düşünüyorum. Elinize sağlık.

İlk 30- 40 sayfasını okuyunca kitap sizi kendisine bağlıyor zaten, bırakamıyorsunuz. Kitabın içeriği hakkında daha çok şey yazılabilirdi ama okumayıpta okumak isteyenlere haksızlık yapmak istemedim.

Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim @elektroyazilim.


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır. @c-squared hesabı topluluk witness'ı olarak faaliyet göstermektedir. Projemizi desteklemek isterseniz bize buradan witness oyunuzu verebilirsiniz.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Teşekkürler.