30 Gün Blog Yazısı Yazma Denemesi | 9. Gün | Postcrossing-1

in #tr6 years ago
Merhaba arkadaşlar. Bugün güne gözlerimi açtığımda artık güzel bir şeyler olmasını, mutlu edecek güzel bir gelişme olmasını diledim. Sanki her günüm birbirinin aynısı günlerden ibaret ve değiştirmek için de çabaladığım yok gibi.

Her gün, bugün şu kadar gün oldu diye saydığım bir günde takılı kalıp, arta kalan zamanlarda yaşamaya çalışmak benimki. Kendime çok yükleniyorum belki de, bilmiyorum. Yapabileceğim bir şey var mıydı, hâlâ var mı onu da bilmiyorum. Ağlamak bile beni rahatlatmıyor. Ağlarken bile, üzebileceğim insanları düşünüp kendimi sıkıntıya sokuyorum. Belli etmemeye çalışmak ve sadece kendi içimde bunu yaşamak beni çok yoruyor olsa da, başka çarem var mı? Hiç tamamlanamayacağım bir yerden eksilmenin bende bıraktığı bu yoksunluk hissini nereye kadar taşıyabilirim bilmiyorum. Üzülüyorum ben, mütemadiyen üzülüyorum. Sabahları akşamlardan, akşamları sabahlardan daha çok üzülüyorum. Bu üzüntünün de bir gün genişleyip sakinleşeceği, derin ve durgun bir göle dönüşeceği bir vakit gelecek mi, bilmiyorum.

Yine başa döndüm, yine en başa... Her şeyi ince ince düşünüp hesap ediyorum da, durup durup kendimi anlatmanın faydasızlığına bir türlü ikna olamıyorum.

En azından bugünü diğer günlerden farklı kılmak istiyorum. Bilirsiniz, bir koşulu ya da içinde bulunduğunuz durumu değiştiremeyeceğinizi bilmek, insana kırgın bir rehavet veriyor. Bugün hayatımda bir değişiklik yapmak için, farklı bir uğraş edinmek için düşüncelere daldım. Ne yapabilirdim? Aklıma bir şey gelmeyince gözüm dolabımdaki süslü kutuma ilişti. İçimden onu oradan çıkarıp yatağa dökmek ve bununla biraz oyalanmak geldi. Dolabıma gittim, raftan kutumu çıkardım. İçerisinde neler var derseniz, bu zamana kadar bende anısı olan ufak objeler, gittiğim, gezdiğim yerlerden aldığım ya da hediye gelen ufak şeyler, mektuplarım, kartpostallarım, ilginç ve kullanmaya kıyamadığım kalemlerim, değişik anahtarlıklarım gibi gibi şeyler işte. Arada çocuk gibi çıkarıp yatağın üzerine döküp, sanki değişiklik varmış gibi teker teker inceleyip yeniden kutuya yerleştiriyorum. Bugün her zamankinden farklı olarak bir şeylerde durup oyalandım uzunca. Kartpostallarım!

Bir kısmı benim çeşitli yerlerden kendime aldıklarım, bir kısmı ise hediye gelenler. Çok fazla, koleksiyon yapacak kadar değiller. Az ama seviyorum onlara bakmasını. İncelerken eski günlere gittim. İlkokuldayken kırtasiyelerin bir köşesinde sergilenirlerdi. Öğretmenimiz bizlere bayramlarda, özel günlerde, yılbaşlarında kart hazırlatır ve büyüklerimize göndermemizi sağlardı. O zamanlar bunun güzelliğinin pek de farkında olarak değil, eğlencesine bir iş olarak görerek yapıyorduk. Yıllar yıllar sonra büyükbabamların evinde gönderdiğim kartı görünce çok şaşırmıştım.

Peki hâlâ kartpostal gönderen var mıdır? Belki vardır dedim ve bilgisayarın başına geçtim. Ufak birkaç aramayla aradığımı da buldum.

Meğer insanlar bu site üzerinden ve başka başka yollarla (daha sonra bahsedeceğim) hâlâ birbirlerine kartpostal gönderiyormuş. Bu zamana kadar neden karşıma çıkmadı, çünkü ihtiyaç duymadım, aklıma gelmedi. Ama gezindikçe çok hoşuma gitti, heyecanlandım.

Özetle; siteye üye olup dünyanın herhangi bir yerindeki, tanımadığınız bir insana kartpostal yolluyorsunuz, aynı şekilde hiç tanımadığınız bir kişi de size kartpostal yolluyor. Sistem bu kadar basit.

Peki bu iş nasıl işliyor. Öncelikle ücretsiz kayıt oluyoruz. Kayıt esnasında bir önemli nokta var. Adres girmemiz istenilen kısımda kendi adresimizi Türkçe yazıyoruz. Adres sonunda yalnızca ülke ismini İngilizce yazıyoruz. Tıpkı yurtdışından yaptığımız alışverişlerde olduğu gibi, adresimizi anlaması gereken, o postayı, kartpostalı, mektubu vs. bize getirecek olan postacı Türk olacağı için, İngilizce yazmamız gereken tek kısım ülke ismi. İsminizi adresin başına eklemeyi unutmayın. Zaten yazarken hatırlatıyor site. Yani adresinizin doğru yazılışı şu şekilde olacak;

Göndereceğiniz postalarda da adresi size verildiği şekilde yazıyorsunuz. Adreste değişiklik yapmadan, karşıdaki kişi size adresini nasıl verdiyse öyle yazıyorsunuz.

Kayıt olma işlemi bitip de mail adresinize gelen e-posta ile üyeliğinizi onaylandıktan sonra şöyle bir şema ile olayı özetlemişler.

Anasayfadaki “Send a postcard” bağlantısına tıklıyoruz. Açılan sayfada dikkatli okumamız gereken birkaç not bulunuyor. Birincisi size bir Postcard ID (TR-12345 gibi) verileceğini ve bu ID numarasını mutlaka karta okunaklı bir şekilde, büyük harf/rakam kullanarak yazmalısınız. Doğru yazdığınızdan emin olun (gerekirse iki defa kontrol edin) ve karta yalnızca bir kere yazın. Bu neden bu kadar önemli; çünkü kartı alan kişi, gelen kartı sisteme bu ID numarası ile kaydediyor. "Community Guidelines"ı okuyup kabul ettiğinize dair kutucuğu işaretleyip "request address"e tıklayarak bir adres talep ediyoruz.

İşte! Dünyanın herhangi bir yerinden rastgele bir üyenin adresi, profili ve kendisiyle ilgili verdiği ufak bilgiler karşımızda.

Üyeler profillerinde genelde ne tarz kartlar istediklerinden, hangi tür kartlardan hoşlandıklarından, zarflı mı yoksa zarfsız mı istediklerinden bahsediyorlar. Benim göndereceğim kişi de bunları profilinde belirtmiş. Göndermeden önce kontrol etmenizde fayda var ama illa ki üyenin isteklerine göre bir kart göndermek zorunda değilsiniz. Sonuçta bu sistem insanlar için küçük mutluluklar sağlamak için oluşturulmuş, eğer isteklerine uygun bir kart gönderirseniz alan üyeyi çok daha mutlu edebilirsiniz.

Göndereceğiniz kişinin profilini inceleyip, o kişi için elinizdeki en uygun kartı seçiyorsunuz. Adres kısmına adresini yazıp, pul kısmına ki bu tam olarak kartın arka sağ üst köşesi oluyor, pulunuzu veya pullarınızı (Ben pullara özellikle bayılıyorum. Çok sayıda olması hoşuma gider.) yapıştırıp içinizden gelen birkaç cümle yazıyorsunuz ve postaneye gidip kartınızı gönderiyorsunuz. Bu kadar basit.

Genel olarak sistemin işleyişinden bahsettim, bugün burada bitireyim yarın biraz daha detaya gireceğim. Okuyan herkese çok teşekkür ederim.


Görsel Kaynak 1 2 & 5 3 4 6
Sort:  

fotoğraflara bayıldım:)
özellikle harry potter'lı olan bu tarz şeyler çok hoşmuş:)

adresimi biliyor muydun🙆🏻‍♀️

Haha Adresini nasıl bilmem ama biliyorsun kaybolmakta üstüme kimseyi tanımam :)

Ben de onlara bayıldım profilime de öyle yazacağım hatta 🙆‍♀️

onlardan bulayım sana da alıp yollarım tabi <3

@neokuduk hocam yazınızın başıyla alakalı milyon sorumu bir kenara bırakırsak bu sistemde ödeme nasıl işliyor ?

Bence de bir kenara bırakalım, sorunuza gelirsek hangi sistemdeki ödemeyi sordunuz. Bahsettiğim siteye üyelik ücretsiz. Gönderme aşamasındaki ücretle ilgili de bugün bir yazı göndereceğim inşallah birkaç saat içinde. 😉

evet gönderme alakalı ücreti kastettim. inşallah

Merhaba,

Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile Trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır.


Kürasyon kuyruğuna katılarak Steemit'te Türkçe yazılara siz de destek olabilirsiniz.

Sevgiler @trliste

Çok teşekkürler. 🌷


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Teşekkür ederim. 🌺

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by neokuduk from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.