İngilizce Bilen Orpington Tavuk

in #tr7 years ago (edited)

NEDEN OKUMUYORSUNUZ?

9 kişi görüyor, ama 20 kişi oy vermiş oluyor.
Yani oylayan kişiler gerçek kişiler olsa bile, sadece akışta görünen resmin yanındaki oy düğmesine (zile basan çocuklar gibi) basıp kaçıyor.

Zaman zaman yaptığımız içerikleri steemit okusun diye yazdığımızı düşünmeye başladım. 🙂
Aslında bu yazdıklarım kesinlikle bir dokundurma değil.
Zaten bu yazdıklarımı da çok kişinin okumayacağını – en azından şimdilik – biliyorum.

Paranın peşinden koşmakla ilgili herkesin hayat deneyimi, koşulları farklı olduğundan ona da bir şey diyemeyiz.
Hele bizim gibi Ortadoğu olmaya ramak kalmış ülkelerde ekonomik zorlukların insanları nasıl bunalttığını söylemeye gerek var mı?

Böyle steemit gibi platformlara, yalnızca „abi bi yer varmış facebook gibi, resim atıyormuşsun dolar kazanıyormuşsun!“ gibi bir şey duyup gelenlerin sayısının bu kadar çok olması hiç de şaşırtıcı değil.

İNGİLİZCE İÇERİK Mİ YAZSAM?

Eee, hep başkalarına laf söylemek olmaz.
Birazda kendime söyleyeyim.
İngilizce bilmiyorum ben.

Peki öğrenebilir miyim?
Uygun çevre olmadan zor.
Yani etrafınızda tane tane konuşan sabırlı İngilizler yoksa çok zor. 🙂
Adamlar mübarek makinalı tüfek gibi.

Bu konuda da fikirlerinizi sorayım, yola ona göre devam edeyim dedim.

İNGİLİZCE BİLMEDİĞİ HALDE YAZANLAR

Evet efendim, gelelim esas meseleye.
Gün gibi ortada, yalnızca ben değil, çoğu insanımız bilmiyor.

Bu beni hiç de rahatsız etmiyor.
Türkçeyi çok seviyorum.
Son derece bağlıyım dilime.

Kültürümüzde geleneklerimizde bazı bozulmalar oldu tabi son zamanlarda ama dünya yüzünde böyle zengin böyle tatlı bir kültür daha yok ki tüm zorluklarına rağmen Türkçe konuşarak dünyada var olmaya devam ediyoruz.
Edeceğiz de.

Ama bazıları kabuğuna sığmaz.
Ben öyle biriyimdir mesela.

Forumlarda, özellikle de çevirmen olarak ekmek parasını kazanan veya bunun eğitimini alan kişilerden daha çok olmak üzere, İngilizce yazmaya çalışanlara karşı acımasız bir alay etme durumu var.

Var efendim!
Hatta İngilizce bilmeyenlerle bilenler arasında gizli bir öfke bile var, derinden derinden.

Ne olacak peki bizim bu kabuğumuza çekilip ya üstümüze gülerlerse ya rezil olursak korkularımız?

Üstelik bu dalga geçmeler yabancı ülkelerdeki insanlardan gelse anlayacağım.
Hayır!
Doğrudan kendi içimizden kendi öz kardeşlerimizden, bizimle aynı dili kullanmakta olan arkadaşlarımızdan geliyor.
Hiçbir teşvik görmeden, İngilizce konuşmaya çalıştığı için dışlananlar mı ararsınız, taklidi yapılanlar mı ararsınız, önce bir beş yıl kursa git diyen mi ararsınız…
Neler neler!

BİRLİĞİN, BERABERLİĞİN, DOSTLUĞUN GERÇEĞİ

Birlik olmak bizden olmayan ölsün demek değildir.
Beraberlik birbirimizi teşvik ederek kazandığımız başarıları, topluma ve tüm dünyaya bağışlayabilme olgunluğumuzda yatar.
Dostluk evrenseldir, geleneklerimizde de biz, Yaratılanı Yaradan’dan ötürü severiz.
Özümüze dönmek böyle olur.

Bilim dili olduğundan, tüm dünyanın konuştuğu ve Türkçeyi de en güzel anlatıp tanıtacak araç yine İngilizcedir.

Eğer saplantılı karşıtlığımızı bir kenara bırakıp yeni bir şey yapıp başarılı olma ihtimali olan bizden kişileri desteklersek, Türkçe’ye ve güzel ülkemize işte o zaman gerçek katkıyı sağlamış oluruz.
Uzayan kol bizden tarafa olsun!

BU POST DİĞERLERİNE BENZEMİYOR MU?

Evet, bu post diğerlerine benzemiyor efendim.
Okuyan 3-4 kişi var zaten onların fikrini öğrenmek için yazdım.
Biliyorsunuz ki resimler yapıp aşama aşama fotoğraflarını çekip, aralarına da hislerimi yazıyorum.
Ama benden istenen genelde resmi nasıl yaptığımın tarifi.
Resim yapıyorsam resimle ilgili yazmam daha doğru diye düşünülüyor.
Çünkü moda bu, bir nevi popüler olan da bu!
Yazarım tabi basit basit cümleler.

„ Şuradan çizdim, buradan boyadım, şu renkle bunu karıştırdım – hatta daha gösterişli dursun diye- ultra marin ile deve tüyü background kullandım… falan yazabilirim.“
Ben de diyorum ki işin bu kısmını (havalı kısmını) hem İngilizce yazmaya çalışsam hem de Türkçe yazsam, yazının içine dağıtmam mümkün olmadığı ve ileri İngilizce gerektiren düşüncelerimi de alt kısma bir paragraf olarak eklesem nasıl olur?
Kim gülecekse de gülse de kurtulsak, önce ben güleyim bari! 😃

Sort:  

6 kişi görüp 19 oy almak daha büyük başarı aslında (şuanlık) :) bunu başarmanız da güzel :))
ayrıca güzel bi yazı olmuş tebrikler tebessümle okudum :)

Loading...

Resim yapıyorsam resimle ilgili yazmam daha doğru diye düşünülüyor.

Bence şuanki format oldukça güzel ve size özgün. Ben zevk alarak okuyorum diyebilirim. :) (arada kaçirdıklarım da oluyordur tabi)

Çok sağol @tolgahanuzun zaten sizin gibi arkadaşlara yazıyorum, çiziyorum ben, döneceğim senin son paylaşımına da bugün.

Başından sonuna çok güzel yazmışsınız. Gerçekten harika düşünceler bunlar. İlk paylaşımıma bakarsanız eğer, bende İngilizce yazmaya çalıştım, çünkü daha geniş kitlelere ulaşmasını istiyordum.bunu gören yabancılarda oldu, ama bunu hiçbiri alay konusu yapmadı. Söylediğiniz gibi kendi kendimize ,kendi kardeşlerimize yapıyoruz, ne yapıyorsak. Benimde pek bir İngilizce bilgim yok. 16 yaşıma yeni girdim, okulda ne gördüysem okadar biliyorum. Sadece basit cümleler yazıyorum. Ve bu gülünüp alay edilecek bir durum değil bencede. Okumaya gelirsek, evet söylediğiniz gibi, çoğu kişi birşeyleri okumak yerine, kapağa bakıp çıkıyor. Bu kendimizi geliştirmemiz gereken bir konu, neden böyle yaptıkları hakkında ise hiçbir fikrimde yok.
Umarım yazdıklarınızı okuyan kişiler artar ☺

Beğenmenize çok sevindim @fadime . İlk paylaşımınıza gideceğim ve yorum yazacağım, çaba harcanmış her çalışma çok değerlidir aslında. Çoğu kişi kıskançlıktan ve başkası ya beni geçerse korkusundan dalga geçer. Bırakmayın işin ucunu, sevgiler 🙂

Açıkçası ben yorumlara kadar okuyorum. Bazen de okumadan, posta bile girmeden oy verme durumları oluyor, genelde trail'ler yüzünden oluyor. Ben bu yorumu yazarken bu gönderide de misal 26 oy var ama 20 görüntülenme var.

Ayrıca, siz postunuza her girdiğinizde 1 görüntülenme ekleniyor. Yani eğer posta 10 kere giriyorsanız 10 kişi daha görmüş değil, siz 10 kere daha görmüşsünüz demektir. Dolayısıyla oradaki sayılar kandırıkçı biraz.

Kendi postuna çok girmemek lazım. Yorumlara profildeki replies ve comments kısmından bakmak lazım. Daha sağlıklı olur bu şekilde.


İngilizce kısmına gelecek olursak, eğer ingilizceniz yoksa uğraşmayın, değmez. Türk topluluğunda bir yer edinmeye çalışın. Hızlıca rep'iniz 40 oldu zaten, tebrik ederim :)
Eğer ingilizceniz varsa yazmak daha mantıklı. Yoksa çok komik duruyor gerçekten, yabancılar da pek oy vermiyor. Onun yerine art discordlarına girip onlarla konuşmak daha iyi. Bu sırada ingilizceniz de gelişir.
Yazıyı anlamaları önemli değil, onlar resimlere ve içeriğe bakarak oy veriyorlar. Fotoğrafçı bir çok arkadaşım böyle yapıyor.
Tavsiye edebilirim, eğer yabancı takipçi de çekmek istiyorsanız tabi.

Yine çok güzel açıklamalar ve tavsiyeler var burada.
Arada sırada iç dökmek de güzel oluyor steemitte bu paylaşımda öyle oldu biraz benim için.
Ama bu halinden ben de memnunum, sırf yazmış olmak için İngilizce yazmak benim de işime gelmiyor.
Ama bilmeyip, öğrenmeye çalışanlarla dalga geçenlere tepkiliyim biraz.
Komik ola ola, yanlış yapa yapa öğrenmiyor muyuz her şeyi?

Oldum olası öyle çok sosyal, insanlarla yüz yüze konuşmasını seven biri değildim.
Gruplaşma olunca da çok hoşuma gitmiyor.
Üniversitedeyken 5-6 kişilik gruplar olurdu,
kimileri hemşehrilikten kimileri hocadan soruları alabildikleri için bir araya gelirdi.
Gruptan biri gidip başkasıyla konuşmaya başlayınca da küserlerdi o kişiye.
Aynı davranışı -ben mezun oldum- , iş yerlerinde de görüyorum.
Tabi dayanışma yardımlaşma güzel bir şey.
Ama sanki çok köşe başı tutmaca oynuyoruz.
Bazan ben de kendimi öyle hissediyorum.
Takım tutar gibi değilde sevgiyle kucaklayıcı olmak,
İnsanları istedikleri zaman başka ilişkiler kurabilecekleri şekilde serbest bırakıp desteklemek sizin de söylediğiniz gibi isteyenler yazsın komik de olsa yabancı dilde diye düşünüyorum.
Fikirleriniz çok değerli, bir de ben anlasam başarılı olup olamadığımı çok iyi olacak, 40 olmak iyi bir şeyse, onu da sizden öğrenmiş oldum.
Daha çok eksiğim var, sonraki yazılarımda da yoğunluğunuz elverdiğince geri dönüş yapın lütfen.
Herkesin çok işi var biliyorum, 24 saat yetmiyor 🙂

Merhaba. Açıkcası ben de bütün oy verdiğim yazıları okumuyorum/okuyamıyorum -biraz fazla zaman aldığı için- ama direkt anasayfadan beğenip geçmiyorum yani görüntülenme 1 artıyordur sanırım :D
İngilizce ile ilgili; düşündüğünüz gibi hem ingilizce hem Türkçe kullanabilirsiniz bence. Zaten Steemit'te anadili İngilizce olan veya harikülade bir İngilizce kullananların yüzdesi sanırım İngilizce yazıların %20'sini geçmeyecektir. Yalnız bir tavsiye olarak direkt çeviri araçlarından kopyalayıp kullanmamanızı öneririm -böyle yapmayı düşündüğünüzü sanmıyorum ama yine de söylemiş olayım-, çünkü bazen Türkçede çok fazla yapım-çekim eki gelmiş kelimeleri çevirmeden bırakabiliyor ve ortaya " a good car bulamayabilirsiz" gibi cümleler çıkabiliyor :D

Sizin son postunuzu geçen gün okumuştum "düşük kazançlar" diye başlayan yazınız, çok beğenmiştim. Gerçekten de çok emek verip eğer maddi bir beklentinin karşılığını alamıyorsa insan,
kendine bir sebep bulmaya çalışıyor.
Allahtan benim 2 güzel motivasyon kaynağım var,
yani bunlar steemit olsa da olmasa da yaptığım işler olduğundan sorun olmuyor.
Eskiden instagramda, facebookta yaptığımı
şimdi steemitte yapmış oluyorum sadece.
İngilizce konusu benim bu yazımın altında da iki görüş altında toplandı,
bir tanesi sizinki gibi çok iyi bir İngilizceyle olmasa da yazmak,
diğeri de iyi bildiğin şeyi yapmak.
Burada bir konu daha var:
Sabahleyin İngilizce bir içeriğin altına Türkçe yorum yaptığım için
(beğeni yorumu yazmış olmama rağmen) post sahibi Rusça cevap vererek
İngilizce yazmamı istedi.
Kendi hislerini bana hissettirmiş oldu kendince 🙂
Gerçi bu çok spesifik bir örnek,
hatta ilk defa karşılaştım,
daha önce de kendi dilimi benim gibi resimle ilgili sanatsal şeyler paylaşanlara yorum yazmak için kullandım
ama ilk defa böyle bir şey olduğu için istisnai görüyorum.
Sizin de yazınızda değindiğiniz gibi,
biraz insanlar arasındaki iyi ilişkilere kalmış durumda iş.
Huysuz insan her yerde huysuz, steemitte de huysuz.
Umarım hep iyi insanlarla karşılaşırsınız.
Bahsettiğim postunuza da yorum yazacağım bugün.
Teşekkür ederim fikriniz için.

Gönderi ile ilgili sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş, gönderi @orcunk.karaca 'ya ait, ben sadece re-steem yapmıştım :D Ama sorun değil, bence de çok güzel bir yazıydı.
Aslında hevesinizi kırmak gibi olmasın ama İngilizce kullanmanızın da çevreniz olmadıktan sonra pek bir faydası olacağını sanmıyorum. Ama belki de sizin gönderileriniz özel bir yetenek istediği için buna ilgi duyan yabancılara ulaşmanız açısından fayda sağlayabilir. Ben sadece eğer İngilizce kullanmayı planlıyorsanız sorun olacağını düşünmediğimi aktarmaya çalışmıştım ama seçim yapmanıza sanırım yardımcı olamayacağım.
İsterseniz bir deneyin, sonuca göre hareket edin, bilemiyorum :D

Aaaa çok güldüm gerçekten 😂 Öyle çok kişiye yazdım ki bugün benim de aklım karıştı.
Tekrar bakacağım ve sizin postunuza da yorum yazacağım.

Benim pek gönderim yok ama beklerim tabii ki :D -En son yorum yapılabilecek gönderimi yaklaşık 6 ay önce paylaşmışım (Türkçe olarak)-

Olsun bakacağım yine de belki yeni bir şey öğrenirim.

Thanks for using #artzone tag! Artzone can give just one upvote per day!

Congratulations @pinarhanpolat! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

Award for the number of upvotes

Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.

To support your work, I also upvoted your post!
For more information about SteemitBoard, click here

If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Upvote this notification to help all Steemit users. Learn why here!

Sadece fotoğraf, çizim paylaşıp geçenlerin yanlış bir şey yaptığını düşünmüyorum, çoğu zaman yeterli bile geliyor fakat sizin paylaşımlarınız artık size özgü ve ben de dahil birçok kişi takip ediyor, beğeniyor diye düşünüyorum. Türkçe-İngilizce yazmayı düşünürseniz, tasarımsal şekilde biraz inceleyip yazmanızı öneririm. Hem Türkçe hem İngilizce yazan bazı kişiler var ve yazıda çok güzel düzenlemeyi başarmışlar. Fakat ingilizceniz yoksa "translate" ile girmenizi pek önermem. Fakat yazdığınız her yazıya İngilizce olarakta hazırlayıp belki bu şekilde kendi ingilizcenizi geliştirmiş olursunuz, yeterli seviyeye geldiğini düşündüğünüzde ise postlarınızı iki dille paylaşırsınız. Size kalmış hepsi tabii.

Yorumunuzun her bir cümlesini dikkatle okudum, çok faydalı buldum.
İnsan görsel şeylere karşı daha fazla ilgili ve yalnızca 1 fotoğrafla da gayet güzel bir paylaşım yapılabilir olduğuna katılıyorum.
İngilizce konusunu galiba biraz daha bekleteceğim, benim de alışmam gerekiyor biraz daha steemite.
Düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.
Yeni resimler ve yazılar olacak hep böyle okundukça.

ben de okuyup beğendiğim yazılara oy veriyorum, sadece oy almak değil de yorum görmek sevindiyor bence:)

bu biraz da başka postları okuyup yorum bırakmakla ilgili, eğer sen onların yazılarını okuyup düşünceni yorum olarak bırakırsan; onlar da senin sayfanı ziyaret eder takip eder arada bir bağ kurulmuş olur, en azından ben böyle düşünüyor ve uyguluyorum:)
yorum okumayı da seviyorum konuların altındakileri hep okurum:)

ingilizce yazma konusunda bunu çok iyi yapanlar var aralara serpiştirip, ama ne kadar etkili olur bilemiyorum..

bol şanslar ve hep olduğun gibi devam et belli bir kitlen oluştu bile:)

Yorumlar gerçekten inanılmaz mutlu ediyor @sudefteri ,
oy olayı biraz kurallı olunca,
senden öğrenmiştim zaten oy gücünün %80 in altında kalmayacak şekilde verilmesi gerektiğini, ne yapsın insanlar.
Öyle olunca o anda oy atmak istese bile biri uygun olmayabilir.
Ama yorum yazmak sınırsız olduğundan daha gönüllü,
yani yazan çoğu zaman yazmış olmak için değil,
gerçekten de istediği için yazıyor.
İşte bu çok kıymetli bir şey.
Ama asıl kıymetli olan senin gibi arkadaşların yazması,
çünkü gerçekten de sizler sayesinde yapabildim yeni geldiğimde çoğu şeyi.
Harikasın iyi ki geldin postuma :)