YANSIMANIN AĞIRLIĞI VE TARTISI OLUR MU?

in #tr8 years ago

Fransız endüstrisinin dünya piyasasına sunduğu iddialı markalardan biri olan Total’in Türkiye merkez binasında taşeron bir firmanın çalışanı olarak geçici görev yapmaktayım. Bu dünya firmasının Türkiye ayağı, 2002 yılında Ümraniye sanayi bölgesinde Total'in bize yabancı görünen kurumsal tarzına uygun bir çalışma ortamı oluşturularak faaliyetine başlamış. Örneğin yeraltı katlarından birinde bulunan Sinbo marka bir tartı bu yabancı sermayenin iç yapımlarına en çarpıcı örneği tayin etmekte. Bu tartının tasarımı dikkate alınırsa translucent(yarı saydam) modasının teknolojiye uyarlandığı şık bir doku örneğine sahip olduğu görülür. İşin mahiyeti gereği tartma matematiğine uygun duran simetrisi, tartının tasarım şıklığına dahildir. Ne var ki bu simetriyi yerinden oynatan ve tartının dizaynına ait olmayan yapıbozucu bir kaba hacim de söz konusudur. O kabalık aynı zamanda kaynağını aldığı şirket yemekhanesinde kendini açık eder ilk kez. Her kurumsal şirket gibi Total Türkiye merkez şubesi de yemekhane kapısı önündeki panoya raptiyelediği yemek listesini kabarık tutmayı gerek görür. Kurumsallık felsefesini benimsemiş insan kaynakları yönetiminin, personel memnuniyeti yaratma çabası, kendisini bu listelerde adeta metinler. Çalıştığım firmamın taşeronluğunda benimle beraber arşiv proje sorumlusu olarak görev yapan bir meslektaşım bana listede adı geçen lazanyanın ne olduğunu sordu.Ona mizahi yaklaşarak “Garfield’ın sevdiği şeydir” cevabını verdim. Kendisini aşan bir mutfak kültürüyle dalga geçercesine gülümsedi. Duymasına tenezzül etmeden kendi havamda esmek niyetiyle mırıldandım: ”Eser Garfield, eser sahibi Jim Davis ama ben hiç lazanya yemedim…”
Jim Davis çizgi romanı Garfield’ı tembel, kilolu insanların bir fabl çalışması olarak karakterize etti. Kinestetik beceri kedilerin aerodinamisiyle iyi bir uyum içindedir. Jim Davis eseri Garfield’de bu uyuma ciddi bir kilo sorunu katsa da kedinin her zaman kedi gibi dört ayağı üzerine düştüğünü hep göstermiştir çizimlerinde. Buna misal:
Garfield'in yarı animasyon film uyarlamasının Türkçe dublajını yapan Okan Bayülgen bir düşüş sahnesinde ana karakter Garfield'i şöyle seslendiriyordu hatırlayın:
“Başardık ortak”
O gün yemekhanede lazanya yiyen çalışanlar, belirli zamanlarda yaptıkları gibi mevcut göbek seviyelerindeki artışı, inişi ya da belli formda devamını koruyan hali tartıp incelemek için tartı Sinbo’ya tırmanışa geçtiler. Detay verip zihninizde canlanan haritayı kuvvetlendireyim. Tartı Total binasının eksi bir katının koridor sonunda sabit durur. O koridor sonu benim aynı zamanda projesinde çalıştığım arşiv odama da komşu vaziyettedir. Dolayısıyla tartıya gelen herkes işime odaklı göz bebeklerimin kenarında dikkatimi çeken bir hareket oluşturur. Çoğu zaman dönüp bakarım tartıya çıkanlara. Çünkü kaçının beni dertlerine tanık edeceğini merak ederim. Onların dertlileri; kilolarıyla moralleri doğru orantılı hale gelmiş, obeziteden müzdarip, semantik söylem mağdurlarıdır. Halk arasındaki tabiriyle onlar birer şişkodur. Garfield kiloluydu ve buna neden olan ağırlıklı şey onun tutku duyduğu lazanya idi. Bu iş günü içerisinde de tabak tabak lazanyalar yendi. Asıl sorun çalışanların Garfield’in ait olduğu kedi familyasının üyeleri gibi aerodinamik ve estetik tarafından kin-estetik olamayışlarıydı.Evet!!! Narin tasarımlı Simbo tartısının üzerinde kaba hacimliydiler ve eğiktiler. Evet eğiliyorlardı. Sinbonun -digital kilo göstergesi-ni daha yakından net biçimde görebilmek için değildi bu eğilme eylemi. Nereden biliyorum? Bilirim çünkü tartılar boy ve kilo oranlarını dikkate alan bir sanal bilgiyle donatılmıştır ve en uzun boylularımızı bile tartmaya planlıdır. Bu demek olur ki digital göstergesindeki rakamları büyüktür ve yüksekten gözle rahatça görülebilirler. Bir de bilirim ki Total firması, personel sağlığı prensibi gereğince dünya göz hastanesinin anlaşmalı kurumluğu çerçevesinde çalışanlarını özel sigortaya bağlamıştır. Yani o tartı üzerinde eğilenlerin bu eylemi rakamları daha yakından görmek amacıyla yapmadığı açıktır. Peki ya neden eğilirler bu insanlar?? Bunun cevabını tartıya çıkan temizlikçi İdris ağabeyi gözlemleyince anladım. 1.90’nın üzerine hizalı göz yuvasından 65 yazılı kilosuna bakıyordu ince dev adam. Asla eğilmiyordu yorgun göz bebeklerine rağmen. Eğilmiyordu çünkü onun tartıdaki rakamı görmesine yeten açısını kapatacak bir göbek seviyesi yoktu.
İdris abi ya da “İdris efendi” binadaki tek narin adamdı.Sinbo binadaki en narin tasarımdı. Garfield Lazanya yiyen insanın belki de fabl eleştirisiydi.

SAYFA KARALAMA:

A) Tartının üzerindeki uyarı yazısında MAX 150 KG yazılıydı.
A-1) Rusya bilim adamlarının deneylerinde ölen insanların 21 gram zayıfladığı sonucu çıkmaktaydı.

  1. Kimse öldükten sonra yanında 21 gramdan fazlasını götüremeyecektir yönündeki bağımlı sonuç çıkarımım, bunu duygusala bağlamaktır.
    3: Tartıya ben de benzer ölçülerle çıktım. Gördüm ki Sinbo’nun yarı saydam tasarımına yansıyan görüntüm bir ruhu anımsatır nitelikteydi. Aynaya bakmak gibiydi. Eğilen insanlar doyduklarından fazlasını yemenin elemiyle eğiliyorlardı ve bu eğik hallerini Sinbo yüzeyine olan yansımalarında görüyorlardı.Sinbo translucent yani yarı saydamdı.