Blockchain, Gelecek, Hayaller #1
Niye yaşam standartları oldukça düşük ve haketmediğini düşündüğümüz insanlar geleceğe yön veriyor?
Kısa cevap: benim yüzümden, senin yüzünden. Bir türlü doygunluğa eriştiremediğimiz keyfimizden, birbirimizden uzaklaşmamızdan. Iyi de neden, bu neden böyle?🤔
👉 Öncelikle toplumda iyi ve kötünün nasıl karşılık bulduğuna bir bakalım. Cidden insanlar kötü mü, herkes fırsatçı ve vurdumduymaz mı?
⭕ Bir deney vardır, bu deneyde vergi dairesinde sıra vardır ve 98 kişi sıradadır. Ancak, sonradan iki kişi gelir ve direkt olarak ödemelerini yapar giderler. Sonra kafalar karışık tabii, 😅 ne sıra kalır ne düzen. Bugün de 100 kişiden ikisi böyle bir kötülük yapıyor, tüm atmosfer değişiyor. Yolsuzluk, adam kayırma, vs. hep iki kişinin işi, sonra halka yayılıyor. Endişe ve korkudan.
Dünyanın neresinde olursa olsun aynıdır. Herkesin vicdanı adaletten yanadır. Toplumsal akıl ve hafıza adaleti arar. Memura bakarız önce değil mi, adil olmasını bekleriz, bir sıradaki kişilere, bir de yeni gelenlere. Burada parantez açıyorum; artık blockchain sayesinde bu adaletsizliğe mahkûm değiliz, ayrı bir yazıda da bu konuyu irdeleriz. Yeni gelenler çok ta umurumuzda değildir artık. Ki ne zaman yeni gelenler umurumuzda oldu o zaman barış gelir, insanlık çağ atlar. Şimdi hemen tanıdık bir söz patlatayım aradan. "Dünya kötüler yüzünden değil, kötülüğe karşı hiçbir şey yapmadan duran insanlar yüzünden kötü bir yerdir" demiş Einstein abimiz. Burası aslında çok önemli bir nokta. Madem öyle, neyi niye önemsediğimize ve haksızlığa karşı duramayışımızın ardındaki faktörlere bakalım.
1- Günümüz insanının anlayacağı şekilde ve anadolu coğrafyası için alışılmadık bir Kur'an yorumu getiren İhsan Eliaçık, bu konuda gözümü açtı, aydınlandım. Bu New Age saçmalıkları türünden bir aydınlanma değil. Cidden gerçeği bulmak için yollara düşmüş ve tapınak vs. arayan birisi olarak arayışım sona erdi. Adı gibi ihsan olan saygıdeğer büyüğümüz bu anlayış ve kavrayışı bizlere bağışladığı için Allah razı olsun kendilerinden. İhsan hocamızın ayetlerin iniş sırasına göre Kur'an yorumlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Kur'an mealen diyor ki; insanlar taşkınlık yaparsa yoldan çıkar. Taşkınlık nedir? Nasıl yapılır o taşkınlık?😅 İşte herşeyin ama herşeyin başladığı nokta; birilerini veya kendini birşeylerin sahibi olarak görmek. Mülk Allah'ındır ayetini göz ardı edip çiğnemektir. Yani burada ki mülk kavramı çok geniş anlamlı, yalnızca apartman falan değil. 😄 Çarpıcı gerçek ise vücudumuzun, duygularımızın, düşüncelerimizin, evrende soyut somut ne varsa, yaşanmış yaşanacak ne varsa herşeyin Allah'a ait oluşudur. YARATILAN akıllı varlıklar olarak bu nimetlerin üzerinden firavunluk taslayamayız, hakkımız ve haddimiz değil. Yaratılmayı büyük yazarak şuna dikkat çekmek istiyorum, demek istediğim tahmin ettiğiniz üzere Allah'ın yaratıcı özelliğini vurgulamak değil, aksine kimsenin kimseyi yaratmadığı bir hayat borcunun olmadığı ve dolayısıyla hepimizin eşit bireyler olup kimsenin kimseye krallık taslayamayacağı ve rızkına engel olamayacağıdır. Işte bugün hayatlarımızı firavunluğun yolunu açan sahiplik duygusuna göre dizayn etmiş, akabinde bütün enerjimizi böylece israf ediyoruz. İslam peygamberinin ki Allah binlerce kere razı olsun kendilerinden kavrayışına ermek insanı kedi 🐈 gibi ediyor. Kalbi ve fikrî ne kadar iddianız varsa eriyip yok oluyor. Kibir teslimiyete, teslimiyet hafifliğe ve mutluluğa yer açıyor. Işte Kur'an'ın ana teması bugün kurtuluş yolumuzun reçetesi. Bu reçeteyi blockchain ile sağlam ve daimi kılabiliriz, bu da başka bir yazı konusu olsun. Sonuç olarak, taşkınlık yapan azınlık zalimler kilit noktaları ellerinde bu zamana kadar sıkıca tuttuklarından barışsız kaldık. Şimdi hiçbir zaman olmadığı kadar barışa ve geleceğe inanma zamanı.
Tabii eklemekte yarar var, yukarıda kullanılan mantık sadece bir örnek olup kendini sadece müslüman hissedenler için değil elbette. Deistler ve tüm tek tanrılı din mensubu kişiler aynı mantığı yürutebilir. Kaldı ki, tanrı inancı olmayanlar dâhi benzer bir mantıkla Allah'ın yerine evreni koyarak aklın yolu bir diyebilir.
Sahiplik duygusunu kontrol altına aldığımızda iş bitmiştir o zaman. Evet 👍
Yukarıdaki kavrayışa erememizin bir başka sebebi de bireysel ve toplumsal koşullanmış ve yonlendirilmiş zekası ile ilgili. Gelecek yazılarda aydınlanmaya devam.
Resim: Pixabay