Sorun Yaratan Adam (Power Up 100%)
Jens Lien’in Den Brysomme Mannen (Sorun Yaratan Adam)’i güldürürken düşündüren ve bazı sahnelerde bizi keskin bir şekilde düşünmeye sevk eden bir film. Eser, "gerçeküstü / varoluşçu" anlatımı bizlere ifade etmekte. İfade ediş şekli piyasadaki birçok tür gibi değil, bir yabancı. Bilinen bir dünya, ama bizimki gibi değil. Bomboş bir sessizlik, anlamlı bakışlar ve sessiz çaresizlik. Nazik hüzünle saçılmış dokunuşlar ve bir avuç rastgele saçmalık. Kuzey Avrupa “ütopyasını” konu eden film, İskandinav sinemasında izlenilmesi gereken filmlerden biridir.
Filmin başında bir adam, terk edilmiş volkanik topraklarda, yıkık bir benzin istasyonunda, otobüsten iniyor. Yakınlardaki bir şehirde dairesi, yeni işi, kısacası yeni bir hayatı onu bekliyor. Fakat burada bir şeylerin yanlış olduğu aşikar. Şehirde yaşayan toplum, çok mutlu görünüyor. Ancak aslında olan, yemeğin tatsızlığı, alkolün etkisizliği, müziğin etkisinin olmaması, ev dekorlarının boşluğu, hayatın sıkıcılığı. Aşk yaşamak bile gevşek bir şekilde meydana gelmektedir.
Film, orta sınıf İskandinav kültürü üzerine eleştiri olarak tasarlandığı dikkat çekiyor. Şaşkın kahraman Andreas daima donuk ve cansız. İnsanlar, İç tasarıma takıntılı, herhangi bir duygu veya hayal gücü onları korkutuyor. Andreas, arkadaşı Junior Ingeborg'la gerçek bir aşk bulduğunu düşünse bile, duygu sandığı duygusuzluğun, her şey gibi boş çıktığını anlıyor.
Bu bağlamda, filmi oluşturanların yüz yüze kaldıkları en temel sorun, şık olmayan bir dünyada, keyifsiz insanlar hakkında bir film yapmanın izleyiciyi nasıl filme bağlayacağı. Neredeyse tüm karakterler çekinik ve sakin olduğundan, filmin karakterleri ile izleyici nasıl bir ilişkide olmalıdır? Zavallı Andreas'ın bile kişiliğini sergileyecek hiçbir içeriği yoktur. Fakat dinamik bir şekilde filmde ilerleyen Trond Fausa Aurvag (Andreas), bu durumu fark ediyor ve olaylar ana karaktere bağlı olarak değişmeye başlıyor.
Filmin temasını anlamak için, Andreas’ın başından geçen birkaç olay ve sonlara doğru içinde hissettiği merak bizleri aydınlatıyor. Metroda intihar girişimi sonrasında Andreas terk edilmiş bir mahzenin duvarında, duygusal seslerin ve kokuların düzenli olarak yayılmasını sağlayan bir delik keşfediyor. Baştan kırmaya çalışıyor, fakat çabaları gizemli şehir makamları tarafından engelleniyor.
İntihar ve kendine zarar vermeye çalışma yöntemlerinin görüntüleri, filmde önemli bir noktada. Bu görüntüler izleyiciye açıkça gösterilmiş. Andreas’ın parmağını kesmesi, korkuluklarda sallanan adam gibi örnekler önceki cümleyi açıklar nitelikte. Ancak trenin altına atladığında film yeni ve geçici olarak perçinli bir yöne doğru ilerliyor. Andreas, kendisine ne olduğunu bilen ve farkında olan, tüm süre boyunca ezilmiş, hırpalanmış, sürüklenip parçalara ayrılmış haldeydi. Ve bunların hepsi korkunç derecede canlı detaylarla sunuluyor.
Eğer bir toplumun kafasında barındırdığı zihniyetin zevksizliğini ve yaşamdaki duygusuzluğu distopik İskandinav sineması ile beraber izlemek istiyorsanız bu filmi şiddetle öneriyorum
I follow you to expand the non-English speaking community.
So I want you to be my friend and to vote for your good writing.
Let 's do it for our steemit development.
Congratulations @sei010! You have received a personal award!
Happy Birthday - 1 Year on Steemit Happy Birthday - 1 Year on Steemit
Click on the badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about this award, click here
Congratulations @sei010! You have received a personal award!
2 Years on Steemit
Click on the badge to view your Board of Honor.
Do not miss the last post from @steemitboard:
Congratulations @sei010! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!